Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Fikri iktidarımızı hala tesis edemedik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Medyamız en modern altyapıya sahip ama bizim sesimizi, nefesimizi yansıtmıyor. En haklı olduğumuz konularda bile dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Fikri iktidarımızı hala tesis edemediğimiz kanaatindeyim.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi Açılış Töreni’ne katıldı. Erdoğan törendeki konuşmasında, “Medyamız en modern altyapıya sahip ama bizim sesimizi, nefesimizi yansıtmıyor. En haklı olduğumuz konularda bile dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Fikri iktidarımızı hala tesis edemediğimiz kanaatindeyim. Hiç kimsenin bu arayıştan rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışa herkesin katkı sağlamasını özellikle bekliyoruz. Fikri iktidarı siyasi kadrolar değil, bilim, sanat ve hikmet insanları inşa eder” ifadelerini kullandı.

Eğitim ve öğretimde reform yapılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, “Medyanın etkisi ile aile dahil, geleneksel eğitim öğretim yapılarının gücü azalırken yerine daha iyisi konulamamıştır. Batı merkezli popüler kültür ürünleri ile veya sapkın akım hezeyanları ile doldurulmuştur. Önümüzdeki dönemi aileden başlayarak evlatlarımızı hakkıyla yetiştirmek adına değiştirmek şarttır. Bu değişim topyekün bir eğitim öğretim reformunu gerektiriyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın törendeki konuşmasından satırbaşları şöyle;

İbn Haldun Üniversitesi Külliyesi hem felsefi birikim, hem mimarisi hem donanımı ile iftihar vericidir. Üniversitemizin ismini aldığı İbn Haldun, devlet adamlığı, filozofluğu yanında dünyada sosyoloji ilminin kurucusu olarak kabul edilir. Bu büyük alim, insanlığa en büyük katkısı olan ümran ilminin amacını, daha önce olup bitmiş olanı, daha sonra olacakların anlaşılması ile anlatıyor.

Siyasi bağımsızlığın da, ekonomik bağımsızlığın da temelinde fikri bağımsızlık yatar. Ülkemizin bu süreçteki tartışmalarının merkezinde hep geleceğimizi nerede arayacağımız sorusu yatmıştır. Rönensans ile atak yapan Batı dünyasının hak tanımadan yükselen gücü, bu sorunun sağlıklı olarak tartışılmamasına neden olmuştur. En bayağısından Batı taklitçiliği cumhuriyetimizin en büyük kaybıdır. Türkiye’nin siyasi, ekonomik, askeri olarak yeniden kendine güvenini kazandığı şu son dönem bu tür tartışmaların daha adil şartlarda yürümesine de imkan sağlamıştır.

“FİKRİ İKTİDARIMIZI HALA TESİS EDEMEDİĞİMİZ KANAATİNDEYİM”

Hükümet olmakla muktedir olmak, muktedir olmakla iktidar olmak arasındaki farkı buradakiler gayet iyi biliyor. Gerçek iktidarın fikri iktidar olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Fikri iktidar yolu zor ve zahmetli bir süreçtir. Bu konuda kendimi biraz mahzun hissediyorum. 18 yılda her alanda tarihi hizmetlere imza attığımızı ama eğitim, kültürde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum.

“MEDYAMIZ BİZİM SESİMİZİ NEFESİMİZİ YANSITMIYOR”

Genç bir nüfusa sahibiz ama medeniyet tasavvurumuzu hayata geçiremiyoruz. Medyamız en modern altyapıya sahip ama bizim sesimizi, nefesimizi yansıtmıyor. En haklı olduğumuz konularda bile dünyaya kendimizi anlatamıyoruz. Fikri iktidarımızı hala tesis edemediğimiz kanaatindeyim. Hiç kimsenin bu arayıştan rahatsız olmaması gerekir. Bu arayışa herkesin katkı sağlamasını özellikle bekliyoruz. Fikri iktidarı siyasi kadrolar değil, bilim, sanat ve hikmet insanları inşa eder.

Bir şekilde önüne konan çerçevenin körü körüne fanatikliğini yapanın kendisine de medeniyetine de hayrı olmaz. Elbette dünyanın sanatta, bilimde geldiği yeri görmezden gelecek kadar gerçekten kopuk değiliz. Günlük hayatımızda otomobili bırakıp atı ulaşım vasıtası haline getirmek gibi bir düşüncemiz tabii ki yok. Bizim derdimiz başkadır. Dünyadaki hakim fikri anlayışın ve fiili düzenin sadece ardından giderek kendimize çok daha iyi bir medeniyet inşa edemeyeceğimize inanıyoruz.

“TOPYEKÜN BİR EĞİTİM ÖĞRETİM REFORMU GEREKİYOR”

Medyanın etkisi ile aile dahil, geleneksel eğitim öğretim yapılarının gücü azalırken yerine daha iyisi konulamamıştır. Batı merkezli popüler kültür ürünleri ile veya sapkın akım hezeyanları ile doldurulmuştur. Önümüzdeki dönemi aileden başlayarak evlatlarımızı hakkıyla yetiştirmek adına değiştirmek şarttır. Bu değişim topyekün bir eğitim öğretim reformunu gerektiriyor.