Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

DEVA Partisi Sağlık Politikaları Başkanı Medeni Yılmaz: İleride hekimler hasta seçme tercihiyle karşı karşıya kalabilir!

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sağlık Politikaları Başkanı Medeni Yılmaz, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan rakamların gerçeği yansıtmadığını, bu rakamların aslında çok daha yüksek olduğunu söyledi. Yılmaz, “mesela Bursa için söyleyeyim. Bursa’da hekim arkadaşlardan aldığımız bilgilere göre şu anda yoğun bakım için sıra bekleyen hastalar var. Günlük 25 ila 35 arasında değişiyor. Bu durum ileride hekimleri hasta seçme tercihiyle karşı karşıya bırakabilir” dedi.

Demokrasi ve Atılım (DEVA)

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sağlık Politikaları Başkanı Medeni Yılmaz, koronavirüs tedbirleri kapsamında geçtiğimiz günlerde alınan kararlar ve aşı çalışmalarına yönelik Haber Değer‘de Atıf Özbey ile Ali Parim‘e dikkat çeken değerlendirmeler yaptı.

Sağlık Bakanlığı tarafından her gün açıklanan rakamların gerçeği yansıtmadığını kaydeden Medeni Yılmaz, bu noktada ciddi bir güven problemi yaşandığını vurguladı. Yılmaz, “maalesef Bakanlığımızın açıkladığı rakamlara artık toplum güvenmiyor. Biz de güvenmiyoruz. Çünkü toplumda yaşanan gerçeklerle açıklanan rakamlar birbiriyle uyumlu değil. Artık bu konuda bir güven problemi var. Şu anda Bakanlığın her gün açıkladığı hasta sayısı 3 binin üzerinde. Ancak bizim bildiğimiz bir ilde, sadece İstanbul’da günlük 15 ila 25 bin arasında rakamlardan bahsediliyor” ifadelerini kullandı. Yılmaz aynı zamanda gerçek rakamların paylaşılarak toplumun bira da olsa telaşlandırılması gerektiğini aktardı.

“İLERİDE HEKİMLER HASTA SEÇME TERCİHİYLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİR”

Birçok ille irtibat kurup bilgiler aldıklarını dile getiren Medeni Yılmaz, “mesela Bursa için söyleyeyim. Bursa’da hekim arkadaşlardan aldığımız bilgilere göre şu anda yoğun bakım için sıra bekleyen hastalar var. Günlük 25 ila 35 arasında değişiyor. Bu durum ileride hekimleri hasta seçme tercihiyle karşı karşıya bırakabilir” diye konuştu.

“AŞIDAKİ EN İYİMSER BEKLENTİLER 3-4 AY SONRASINI İŞARET EDİYOR”

Son günlerde sıkça gündeme gelen aşı çalışmalarıyla ilgili de konuşan Medeni Yılmaz, “aşı çalışmalarıyla ilgili farklı açıklamalar var ama yani en iyimser beklentiler 3-4 ay sonrasını işaret ediyor Bu 3 aydan önce olur mu olmaz mı 6 ay sonra mı olur, bunu çok net bir biçimde bilmiyoruz. Ülkemizde faz 3 çalışmaları uzun süredir özellikle Çin firmasının ürettiği aşılarla ilgili Hacettepe Üniversitesi’nin öncülüğünde yapılıyor. Özellikle sağlık personelinin gönüllü olarak katıldığı bir çalışma var ama uygulama ne zaman başlar bunu tam bilmiyoruz” dedi.

Medeni Yılmaz‘ın açıklamalarında öne çıkan diğer başlıklar şöyle;

“YETERİNCE TEST YAPILMIYOR”

“Şimdi şu anda hastanede yatan hasa sayıları açıklanıyor her gün. Hastanede yatan hasta sayılarının açıklanması pandeminin topluma ilgili kısmını çok fazla açıklayan rakamlar değil. Çünkü o hastalar toplum için bir tehlike arz etmiyor. Onlar artık dışarıya virüsü bulaştıran durumda değiller. Asıl tehlike şu anda toplumun içinde gezen dolaşan ve virüsü bulaştırma ihtimali yüksek olan, Sağlık Bakanımızın ‘vaka’ diye açıkladığı ama aslında salgında en önemli kesim. Bunlar ne kadar? Bilinmiyor, açıklanmıyor. Bilinmesi de mümkün değil. Çünkü yeterince test yapılmıyor. Bunları tespit etmek için yapılacak test sayısının çok daha fazla olması lazım. Hatırlayınız Çin’de ilk vakalar çıktığı zaman komşu ülkelerinde, Güney Kore’de ve benzeri ülkelerde çok hızlı bir şekilde toplumda test taraması yapıldı. Bunun salgın açısından şöyle bir önemi var.”

“BÜYÜK DEVLET OLMANIN GEREĞİ BU”

“Salgında başarılı olan ülkeler bunu kapanarak yapıyorlar. En son İsrail bunu yaptı. İki hafta kapandı bildiğim kadarıyla ve büyük ölçüde bunu azalttı. Bunun ekonomik açıdan sıkıntıları var ama ‘büyük devletiz’ diyoruz. Büyük devlet olmanın gereği bu zaten. Biz bugün yapmayacağız da ne zaman yapacağız. Yani ekonomik sıkıntıları varsa buna da katlanalım. Ama kaybettiğimiz canlar her gün artıyor. ‘Saat 08:00 ile 22:00 arası dolaşalım, Ertesi gün saat 08:00’a kapanalım.’ Bu bulaşmayı ne kadar azaltır? Bu önemli ama yeterli değil.”

“ORTAKLAŞA BİR SALGINLA MÜCADELE PLANI ORTAYA KOYULMALI”

Bir şey daha var. Hükümeti başından beri eleştirdiğimiz konulardan bir tanesi şu: Salgın mücadelesi, sadece iktidar partisinin, sadece hükümetin yapabileceği bir mücadele değil ve olmamalı. Burada ilgili meslek örgütleri, Türk Tabipler Birliği, Türk Eczacılar Birliği, Türk Hemşireler Birliği benzeri meslek örgütleri başta olmak üzere sendikalar ve yerel yönetimlerle birlikte hareket edilmeli. Siz yerel yönetimleri bu salgın mücadelesinde bir kenarda tutabilir misiniz? Salgının başında hatırlayın, muhalefete mensup belediyelerin bu konuda elini taşın altına koyması talepleri reddedildi. Ortanca iktidar ortağının askıda ekmek gündeme getirdiğini düşünürsek, Mersin Belediyesini hatırlayın. Salgının başlangıç zamanlarında topluma ekmek dağıtmak istediği zaman bundan men edildi. Bunların hepsini yaşadık. Gün ayrıştırmak günü değil. Gün herkesin bir araya gelerek salgınla ilgili alınması gereken tedbirleri ortaklaşa alması günüdür. Hep beraber tedbirleri aldığınız zaman bunu uygulamak çok daha kolaydır. Ama bu yapılmıyor. Şu anda bütün siyasi partilerin, yerel yönetimlerin, STK’ların, meslek örgütlerinin hepsinin bir araya getirilip ortaklaşa bir salgınla mücadele eylem planını ortaya koymak mecburiyeti var.

“İSTER İSTEMEZ AŞININ TEMİNİYLE İLGİLİ KUŞKULAR YAŞIYORUZ”

“Diyelim ki faz çalışmaları bitti ve aşı uygulamaya hazır hale geldi. Şu anda medyadan duyduğumuza göre bu aşılar henüz piyasaya sürülmeden önce birçoğunun satış opsiyonları yapılmış durumda. Biz ne kadar alabiliriz, ne zaman bize ulaşır konusunda da bir açıklama yok. Bunu niye söylüyorum? Geçtiğimiz günlerde grip aşılarıyla ilgili ülkemizde yaşadığımız durumu göz önüne aldığımızda, ister istemez gelecekte aşının teminiyle ilgili kuşkular yaşıyoruz. Hatırlayın bundan 1-2 ay önce Amerikan Büyükelçisinin yaptığı bir açıklama vardı. Ondan önce de ülkemizdeki tıbbi cihaz ve ilaç temini yapan firmaların bu konudaki sıkıntılarını beyan eden açıklamaları vardı. Neydi bu? Sağlık Bakanlığı ve üniversitelerin geçmişe yönelik borçlarını ödeme sıkıntıları ve bu firmalardan feragat talebinde bulunmaları. Bu ayrı bir sıkıntı. Ve Amerikan Büyükelçisinin bu ödemeler yapılmadığı için ileride Türkiye’ye ilaç ve malzeme temininde sıkıntılar olabileceği yönünde bir beyanı vardı. Şimdi aşılar ile ilgili durumu düşündüğümüz zaman acaba bu beyanlar da bizim için ileride teminde bir sıkıntı yaratabilir mi konusu da ayrı bir soru işareti. Bunu düşünmek istemiyoruz ama konuşmak zorundayız da. Bunlar neticede bilinen şeyler.”