Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Mahmut Esat Güven

IŞİD’in Ekrem İmamoğlu’na suikast düzenleyeceği iddiası

Vietnam‘dan canını zor kurtaran, Irak, Afganistan batağına saplanan ABD, işgal edeceği ülkelerde kendi askerini mecbur kalmadıkça savaşın içine sokmuyor. Önce o ülkenin içinde var olan, etnik, dini, mezhep ayrılıkları üzerinden kurdurduğu örgütler vasıtasıyla, o ülke içerisinde kendi inisiyatifinde çatışmalar yaratıyor.

ABD‘nin Suriye ve Orta Doğu‘da kurdurdukları onlarca örgüt arasından en güçlüleri, YPG ve IŞİD terör örgütleridir. IŞİD‘in İslam ile uzaktan yakından bir alakası olmamasına rağmen, İslami bir örgütmüş gibi dünya kamuoyuna takdim edilmiş, sergiledikleri vahşetlerle de İslam‘ı, terör dini diye dünyaya ilan etmeye kalkışmışlardır. Bir taşla iki kuş…

YPG ise PKK‘nın Suriye‘deki kolu… Önce IŞİD yaptığı katliamlarla bölgedeki tüm halkların korkulu rüyası oldu. Suriye‘nin petrol bölgelerini ele geçirdi. Sonra YPG ile savaştılar. ABD bu savaşta YPG‘nin yanında yer aldı. YPG, IŞİD‘i yenerek petrol bölgesi dahil bütün toprakları aldı, daha sonra efendisi ABD‘ye devretti.

IŞİD‘in görevi bittiği için de IŞİD militanları YPG‘ye katıldılar. IŞİD‘in işi bittiği için de ABD bugün IŞİD‘le mücadele birimini lağvetti.

ABD’nin IŞİD’i lağvettiği bugün ise IŞİD‘in İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu‘na suikast girişiminde bulunacağına dair bir haber yayıldı. İmamoğlu, IŞİD‘e nasıl ve niye bir darbe vurmuş ki, IŞİD bitiş gününün açıklandığı bir zamanda İmamoğlu‘ndan intikam almaya kalkışıyor.

Bence işin IŞİD boyutu hikayeden ibaret. Böyle bir haber bana 1977 yılında Ecevit‘e yapılmak istenen suikasti hatırlattı. Bu olayı hatırladığınızda ister istemez 19771 1 Mayısı, 24 Aralık Maraş olaylarını da hatırlamış oluyorsunuz. Bütün bu olayların arkasında ABD vardı. Amaçları halk üzerinde yılgınlık yaratmak ve halkı mevcut sistem dışında başka sistemlere yönlendirmekti.

Neticede 12 Eylül darbesi ile beklenilen gerçekleşmiş oldu. Günümüzde başında Tayyip Erdoğan‘ın bulunduğu Türkiye, ne ABD ne Rusya ne de Avrupa tarafından istenmektedir. Çünkü Tayyip Erdoğan önceki hükümetlerin aksine, Türkiye‘nin çıkarları için bu ülkelerin hepsine kafa tutabilmektedir. Orta Doğunun paylaşımında emperyalistlere karşı bir engeldir. Dünya Müslümanlarının hamisidir. Tayyip Erdoğan‘ı iktidardan uzaklaştırabilmek için 15 Temmuz dahil, defalarca darbe girişiminde bulundular, ama hepsi nafile… Çünkü halkın yeni bir arayışı yoktu.

Halk aradığını bulmuş, Tayyip Erdoğan ve Ak Parti’den memnundu. En iyisi halkla Tayyip Erdoğan‘ın arasını açmak, halkın Erdoğan‘a olan güveni sarsmaktı. Diğer siyasi partiler bunu beceremiyorlar.

Ülke virüsten dolayı sıkıntıda, ekonomik sıkıntılar var, Ak Parti içerisinden ayrılanlarla iki parti daha kurduk ancak Ak Parti halen birinci parti. En iyisi korana ve ekonomik sıkıntıların yanında siyasi ve sosyal bunalımlar yaratmayı hesaplıyorlar. Suikastler, grevler, yürüyüşler, sahte demokrasi, yalanlar, iftiralar yaratarak halkı Erdoğan‘la karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yürümediğini, yerine parlamenter sisteme geri dönülmesi gerektiği fikrini yayıyorlar. Bu durumda devletimizin bu tür girişimleri yakından takip edip, provokatörlere göz açtırmaması gerekir.
Allah ülkemizi emperyalistlerden ve yerli işbirlikçilerinden korusun. AMİN.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER