Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Mahmut Esat Güven

TV kanallarının bir bilenleri

Tansiyonumu yükseltmemek adına, hiçbir TV kanalında yapılan tartışma programını seyretmiyorum. Programı seyredenlerin, birçok konuda tartışanlardan daha çok şey bildiğine de inananlardanım.

Zaten ülkede ki kutuplaşma, TV kanallarına kadar yansımış durumda…

Bazı kanalların tartışma programlarında her şeyi en iyi bilen vazgeçilmezleri var! Bu kişilerin bazen yandaş kanalları da ziyaret etmeleri, bu kanalları mutlu ediyor.

TV kanalları bazen de adı karşı taraftan, gönlü kendilerinden olan her şeyi bilen tartışmacıları da programlara dahil ederler.

Tartışmanın sonunda TV kanalının her şeyi bilenleri, programa katılan muhalifleri ikna ederler…

Bir müddet sonrada ikna olmak gibi bir fedakarlığa katlanan her şeyi bilenimiz, elbette ki mükafatsız bırakılmaz. Kimdir TV kanallarının bir bilenleri?

Eski ve yeni siyasetçiler, gazeteciler, üniversite hocaları gibi şahsiyetler…

En doğru sağlık bilgilerine bunlar sahipler. Sanki programlardan arda kalan zaman içerisinde korona aşısını bulmaya çalışıyorlar.

Ülkede deprem olmuşsa, depremi ve neticelerini onlara soracaksın. Kendisi belki hukukçudur ama depremi bir mühendisten daha iyi bilir.

İçlerinde mühendis olanlar ise hukuksal bir konuyu hukukçulardan daha iyi bilir. İç ve dış politika hususunda ise hepsi derin bilgi sahibidirler.

İşin aslına bakılırsa ne TV kanalının ne de bir bilenlerin halkı aydınlatmak gibi bir gayeleri yoktur.

Programlara katılan her kişinin birinci amacı, kendi çıkarları doğrultusunda bir yerlere mesaj vermektir.

Mesaj yerine ulaşmışsa program çok başarılı geçmiş demektir. Bu adamlar toplumu yanlış bilgilendirir ve toplumda bilgi kirliliği yaratırlar. (Elbette bu programlara zaman zaman katılan değerli kişiler de var. Onları bu yazımızın dışında tutuyoruz.)
Bizim öğrencilik yıllarımızda bilgisayar yoktu. Bilgisayarı ancak Amerikan filmlerinde görürdük. Bilgisayar konusunda en iyi bildiğimiz uyduruk bir fıkraydı.

Bilgisayara “ne var, ne yok” diye soruyorlar, o da işin içinden çıkamamış çatlamış, patlamış. Fıkra bu kadar…

Bizim her şeyi bilenlerimiz, bizim fıkradaki bilgisayardan çok daha basit kişiler. Bilgisayar çatlamış… Bizimkinin öyle bir derdi yok.

Her soruya cevap verecek pişkinliğe sahipler. Ertesi gün eleştirildiklerinde ise “yanlış anlaşılmışım, öyle demek istemedim, bilinçli olarak çarpıtıyorlar, 1 Nisan zannettim şaka yaptım” gibi açıklamalarla işi geçiştirmeye çalışıyorlar.

Benim merak ettiğim, bu programların izlenme oranı nedir? Benim için izleyenlerin oranı, azlığa ve çokluğa göre tolumun siyasi, kültürel ve sosyal durumlarını anlatan önemli bir göstergedir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER