Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Kutfettin Fırat Şan

İslam’ın giz dolu mucizesi: Kadın

Dünya, İslam ve Kadın

“Müminlerin iman bakımından en olgun olanları, ahlakı en iyi olandır. Sizin en hayırlılarınız da hanımlarına karşı en iyi davrananınızdır.” (Tirmizi, Rada’, 11)

Hadisi şeriften de anlaşıldığı gibi, iman etmiş bir bireyin en önemli özelliği, takınacağı en değerli ilkesi ahlaktır. Ahlak ilkesinin yarattığı, büyüttüğü, gerekli kıldığı çok önemli erdemli davranışları vardır. Konuşurken güzel dil, davranırken güzel muamele, karşılarken hoşgörü…

 İslam dininde ve iman ilişkilerinde bu kadar önemli olan insan ahlakı, evvela toplum için sonra aile için ve en sonunda da birey için huzur ortamının sağlanmasında en önemli gerekliliktir. Efendimizin ifade ettiği olgun iman ve olgun insanın neticesinde ortaya çıkacak tablo aynen şöyledir: “Kendisine, çevresine ve en önemlisi ailesine (hanımına) karşı hayırlı bir mümin.” 

En ilkel kabilelerden bu yana anlaşılamayan bir varlıktır kadın. Kadının özünde bir anlaşılamamazlık değildir bu. Aksine kadını anlamadaki bir problemdir. Kürsülerin dilinden düşürmediği, kurulan tüm yapma cumhuriyetlerin profili olmuş; lakin insanın başında taç olmamış, başında yer bulamamıştır. Kadın kadar bir varlığın daha bukalemun gibi renk değiştirdiği yani vazifeden vazifeye atladığı görülmemiştir. Daha küçücük yaşta babasına prenses olan kadın, anne olunca cennete prenses olma şerefiyle bir kez daha önem kazanıyor. Babasının göz bebeği kadın, yeni göz bebeklerin sahibi kadın, Rabbinin göz bebeği kadın!

Elin kürsüsünde ne zaman bu kadar çok aşağılandı takip etmek çok zor; ama Kur’an’da, hakikat kürsüsünde kibar dilin en naif halindedir kadın. Kadına örtüyü emreden Kur’an, bakın ne kadar da kibar:  “Ey peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine bürünsünler. Bu, tanınıp rahatsız edilmemeleri için en uygun olanıdır. Allah ziyadesiyle bağışlamakta ve çok esirgemektedir.” (Ahzab/59)

Kürsülere ve kürsüdekilere, meydanlara ve meydandakilere aldanma kardeşim! Diksiyonu en güzel din, elbette ki İslam’dır. Kadını aşağılayanlara, kadınları kullananlara aldanma. Kadının meydanlarda figüran olarak kullanılmasına aldanma. Ekranlarda cinsel bir objeden başka hiçbir şey ifade etmiyormuş gibi gösterilmesine aldanma. Batının fahişesi, doğunun cariyesi gibi göründüğüne aldanma. En şerefli varlığın, en değerli varlığıdır Kadın. Cennettir, Havva’dır, Hatice’dir, Ümmü’d-Derda’dır, Azize Osmana’dır, Nene Hatun’dur, en önemlisi ve en değerlisi annedir!

Kadını başka ideolojilerde, başka dinlerde hatta dinsizlikte arama. Kadının ocağı da kurtuluşu da İslam’dır. İslam’da erkeğine eş, erkeğe annedir kadın. Yuvasına kurucu, yavrusuna koruyucudur. Özünde halis, sözünde salihtir. Şerefin vazifelisi, çatının nişanesidir. Yaratılmış insan varlığının oluşturacağı en temel ve en yüksek ahlak ilkesinin en büyük sahibidir. Tüm bunların en ilerisinde, yani anne olunca, insan olunca ve iman etmiş olunca, cennetin en büyük ve en şanslı taliplisidir. Kadın kadınsa, cennet doğduğu gündür.

Cahilliğin zıvanasıyken bilgeliğin pırlantasına dönüşen varlık, kadındır. Cahiliye toplumlarında tıpkı ticaret malı gibi kullanılan ve babadan oğla devredilen kadın (cariye), İslam’la beraber hak sahibi ve iffet sahibi olmuştur. Cariyesi olduğu adamda hak sahibi, evlatta söz sahibi, vefatta özgürlüğünün sahibi olmuştur. İslam’la değer kazanmamış, İslam’la değerini bulmuş, özüne dönmüştür. Doğan her kız evladın gözü topraktayken, İslam’la gözünü cennete çevirmiştir. Çünkü bu yüce dinin ve yüce sahibinin bir hediyesi vardır: “Cennet ayaklarının altına serili, sen yeter ki bana doğru, doğru adımlar at.”

Değişen ve şekillenen dünyaya aldanma. Kadını evden çıkarıp sokaklara sığdıramayanlara aldanma. Kadını, karşılıklı hak sahibi olduğu ailesinin, eşinin ve çocuklarının yanından ayırıp, kimliksiz yüzlere ve tekinsiz gözlere hizmetkâr edenlere aldanma. Kadını evde köle olduğuna inandırıp, sokakta bedenini köle yapanlara aldanma. Kadını baş tacı eden İslam’a bak. Onu ekmek parası için işçi yapmaya zorlamayan İslam’a dön. Helal dairede helal bir şekilde çalışabileceğini ifade eden İslam’ı yaşa.

İslam ve Örtünme Emri

İslam’ın en değerli hazinesidir kadın. Sır gibidir, giz doludur. Kadına cenneti bahşeden İslam, erkeğe kadını cennet diye bahşetmiştir. İslam’ın sözünde cennet gibidir kadın. Kadına örtünmeyi emreden İslam, cennetinin en güzel bahçelerinden birini korumak ister. Kadına örtünmeyi emreden İslam, yaratılmış en nadide ve en narin varlığın incinmesinden korkar. Kadına örtünmeyi emreden İslam, kadını sır gibi saklı tutmak ister. Kem gözlere şiş, sivri dillere bıçak vurur İslam’ın örtünme emri. Bu emir Allah’ın emridir, yani emanetin gerçek sahibinin emridir. Emanetin sahibi, emaneti ilk günkü gibi ister; sır dolu, giz dolu, mucize dolu.

Kadının örtüsünü kölelik gibi gösteren ve kadını hatta babayı ve eşi de buna ikna eden fikir köleleri, kadını sokaklarda, meydanlarda, patronların dilinde gerçek bir köle haline getirmiştir. Bir aile reklamında eşine çay veren kadını dillendirip, kölelik naraları atan art niyetlilerin, filmlerde ve dizilerde erkeğin parasına avcı, yanına yancı gibi gösterilen kadın için dilleri lal olmuş, dimağlarına giden kan kesilmiştir. Öyle olmalı ki, TV ekranlarında metres gibi kullanılan, bir erkeğin başına dört yahut beş tane düşürülen kadının, bu kadar basitçe resmedilmesine ve aşağılanmasına sessiz kalıp göz yumuyorlar. Bu görüntüler çok da yabancı değil kardeşlerim! Kadını metres olarak kullanmaktan çekinmeyen batı, kurulan kadın evlerinde, kadın bedeni üzerinden getirim sağlayan adını sayamayacağımız birçok ülke ve savaşta esir düşen kadını mal gibi kullanıp, ölünce de oğluna devreden cahiliye uşakları!

 İslam bunu bir kez başardı, birçok kez daha da başaracaktır. Kadın Allah’ın yarattığı en özel varlıktır. Korunmuş, sevilmiştir; sayılmış, kıymet verilmiştir. Cahilin dilinde paspaslaşan kadını, yeniden ve İslam’la eski güzelliğine kavuşturalım. Kürsülere, ekranlara ve sözlere kanma! Emir açık, yol açıkken, sen de dimağını açık tut! Kadını köle gibi empoze edenin ağzına elinin tersiyle vur, ve Efendimizin kızına şu muhteşem nasihatini hatırlat:

“Ey Fatıma, sen Ali’ye cariye ol ki, Ali de sana köle olsun.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER