Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Ali Parim

Ermenistan ile normalleşme süreci ve 4 mesele

Azerbaycan’ın İkinci Dağlık Karabağ Savaşı’nda işgal altındaki topraklarının büyük bir bölümünü geri almasıyla, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de yeni bir sayfa açıldı. Türkiye, Azerbaycan’ın da hassasiyetlerini göz ardı etmeden, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmek adına ilk adımı atan taraf oldu.

Karabağ Zaferi’nden kısa bir süre sonra Azerbaycan’a bir ziyaret düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Güney Kafkasya’da kalıcı barışın ve istikrarın sağlanması adına Türkiye, Rusya, İran, Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’ın içerisinde bulunduğu “6’lı Platform”un kurulmasının önemine vurgu yaptı.

Ayrıca Ermenistan’ın Kelbecer’i işgali üzerine 3 Nisan 1993’te kapatılan Türkiye-Ermenistan sınır kapılarının da Ermenistan’ın olumlu adımlar atması” durumunda yeniden açılabileceğini aktardı. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, “Üzerinde çalıştığımız 6’lı Platform herkes için kazan-kazan imkânı sağlayacak bir girişimdir. Ermenistan da bu sürece katılır ve olumlu adımlar atarsa, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de yeni bir sayfa açılabilir. Yeni imkânlar doğduğu takdirde şüphesiz ki burada Ermenistan’ın kazancı da ciddi manada artacaktır. Bundan en çok Ermenistan kazançlı çıkacaktır” ifadelerini kullandı.

Ancak Karabağ mağlubiyetinin ardından ciddi bir toplumsal ve siyasal krizle karşı karşıya kalan Ermenistan, Türkiye’nin bu çağrısına hemen olumlu bir yanıt vermedi. Ülkede ordu ve muhalefet tarafından yenilginin tek sorumlusu ilan edilen Başbakan Nikol Paşinyan, uzun süre içerideki krizi yönetmek ve güven tazelemek için mücadele etti. Nitekim 20 Haziran 2021’deki erken parlamento seçiminde de yeniden başbakan seçilmeyi başardı ve geçen süreçte kendisine duyulan öfkeyi bir nebze de olsa dindirdi. Paşinyan’ın yeniden iktidarı elde etmesinin ardından da Türkiye’nin çağrılarına yeşil ışık yakılmaya başlandı. Bu kapsamda özel temsilciler de atanarak normalleşme sürecinin ilk somut adımı atıldı.

Şimdi bir taraftan Türkiye’nin özel temsilcisi Serdar Kılıç ile Ermenistan’ın özel temsilcisi Ruben Rubinyan’ın (muhtemelen Moskova’da gerçekleşecek) ilk toplantısı beklenirken, diğer taraftan da tarihsel süreçte Ermenistan ile Türkiye arasında yaşanan ve hâlâ çözüme kavuşturulamayan ihtilaflar yeniden masaya yatırılıyor. Normalleşme sürecinin seyrinde bu ihtilafların da belirleyici olacağı düşünülüyor. Peki yeniden normalleşme süreci kapsamında Türkiye Ermenistan’dan, Ermenistan da Türkiye’den taviz mi bekleyecek yoksa ihtilaflar göz ardı mı edilecek? Öncelikle kısaca iki ülke arasındaki 4 temel ihtilafa bakalım;

Türkiye ile Ermenistan arasındaki en önemli ihtilaflardan bir tanesi 1921 yılında Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan arasında imzalanan ve bugünkü doğu sınırımızı belirleyen Kars Antlaşması… Ermenistan, her ne kadar 1921 yılında bu antlaşmayı imzalasa da 1991 yılında bağımsızlığını ilan edince antlaşmayı reddetme yolunu seçti. 23 Ağustos 1990 tarihinde yayımlanan Ermenistan Bağımsızlık Bildirisi’nde Doğu Anadolu, Batı Ermenistan toprağı olarak nitelendirildi. Kars Antlaşması’na ters düşen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü hedef alan bu bildiri, 1995 Ermenistan Anayasası’nın da bir parçası kabul edildi.

Bir diğer konu ise sözde Ermeni soykırımı… Ermenistan, yayılmacı politikalarının yanında sözde soykırım iddiasından da hiç vazgeçmedi. Hatta geçtiğimiz 24 Nisan’da ABD Başkanı Joe Biden da 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendirerek bu tarihi yalana destek verdi.

Üçüncü konu ise Dağlık Karabağ… Ermenistan her ne kadar 44 günlük savaşta Azerbaycan karşısında hezimete uğrayıp, işgal altında tuttuğu toprakların büyük bir bölümünden geri çekilmek zorunda kalsa da bölgedeki işgalci anlayışını terk etmedi. Yazının başında da belirttiğim gibi savaş sırasında Azerbaycan’ın daima yanında duran Türkiye’nin, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirme sürecinde de kardeş ülkeyi rahatsız edecek konularda taviz vermesi mümkün değil.

Son ihtilaf ise Zengezur Koridoru… Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes antlaşmasının en önemli maddelerinden bir tanesi Zengezur Koridoru’nun açılmasıydı. Zira bu koridor sayesinde hem Azerbaycan ile Nahçıvan hem de Türkiye ile Azerbaycan arasında kesintisiz bir bağlantı kurulacak. Ancak Ermenistan, burada da imzaladığı ateşkes antlaşmasının aksine hareket ediyor ve koridorun açılmaması için diretiyor.

Sonuç olarak Ermenistan’ın Türkiye ve Dağlık Karabağ üzerindeki yayılmacı politikalarından vazgeçmemesi ve sözde soykırım iddiası ile Zengezur Koridoru’nun açılmaması konusunda diretmesi, normalleşme sürecini zorlaştıracak etmenler olarak karşımıza çıkıyor. Ermenistan’ın bu konularda geri adım atması da pek mümkün görünmüyor. Zira kimi Ermeni bilim insanları ve aydınları, bu konuların modern Ermeni kimliğinin birer parçasını oluşturduğunu ve buralardan taviz vermenin Ermeni kimliğinden taviz vermek anlamını taşıdığını savunuyor.

O zaman da karşılıklı taviz vermek yerine ihtilaflar yokmuş gibi davranılacağı ve normalleşme sürecinin daha ekonomik bir perspektifle inşa edileceği muhtemel gibi duruyor. Ermenistan’ın geçtiğimiz günlerde Türk mallarına ambargoyu kaldırması ve normalleşme sürecine ilişkin yapılan resmi açıklamalarda ekonomik kalkınmaya vurgu yapılması da yine buna işaret ediyor.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER