6’lı masa toplantıları ve Millet İttifakı’nın geleceği

6’lı masa, 29 Mayıs’ta Gelecek Partisi ev sahipliğinde 4. toplantısını yapacak.

Yapılan kamuoyu araştırmalarında başta 28 Şubat’ta yapılan “Güçledirilmiş Parlementer Sistem” toplantısı dahil olmak üzere 6 liderin yaptığı 3 toplantının seçmene beklendiği oranda yansımadığı anlaşıyor.

6 partinin içerisinde tabanları bakımından bu toplantıları takip etme konusunda İYİ Parti’nin 1. sırada olduğunu görüyoruz.

Demokrasi açısında bu masayı önemsiyorum. Bu toplantılar uzun süreler alıyor ve kamuoyuna çok geç saatlerde açıklamalar yapılıyor. Buna rağmen aralarındaki her konuyu masada görüşmedikleri anlaşılıyor.

Demokrat Parti Genel Başkanı Sn. Gültekin Uysal’ın DEVA Partisi Genel Başkanı Sn. Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Sn. Ahmet Davutoğlu geçmişte AK Parti’de siyaset yaptıkları için Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı olmamaları gerektiği yönündeki açıklamaları, benim bu görüşümü teyit ediyor.

DEVA Partisi’nin kendi isim ve logosu ile seçimlere gireceği yönündeki kararı, Sn. Uysal’ın (DP) ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya ve Gültekin Bey’in açıklamaların sonrasına denk gelmesi, masada bir çatlaklık olduğu ve bu çatlaklığın sebebinin de Sn. Uysal’ın beyanatı olduğu olduğu algısını oluşturdu.

Doğrusu Sn. Babacan’ın böyle bir karar vereceğini baştan beri düşünenlerdenim. Gültekin Bey’den ziyade bu kararın erken açıklanmasının gerçek sebebinin, Saadet Partisi Genel Başkanı Sn. Temel Karamollaoğlu’nun 3. İttifakı kurma çabasından dolayı olduğunu düşünüyorum.

Ali Bey’in DEVA’yı bu seçimlerinden ziyade, Sn. Erdoğan ve AK Parti sonrası için hazırladığını bilmemiz lazım.

Total olarak bakıldığında, DEVA’nın politik perspektifi, Saadet ve Gelecek Partileri ile birlikte bir ittifak kurmayı zorlaştırıyor. Özelikle yapılan seçim kanundaki son değişiklikle bu zemin daha da zorlaştı. DEVA’nın 3 veya üzerinde alacağı bir oy oranı, çıkaracağı birkaç milletvekilinden daha fazla tercih edilebilecek bir opsiyon olabilir. Hazine yardımı bu açıdan önemli!

Oyları tüm ülke geneline dağılmış olan partilerin %7 veya 10 aldıkları halde çok az milletvekili çıkarabildiklerini veya hiç milletvekili çıkaramadıklarını hatırlatmak isterim.

HDP’nin aldığı oyların belirli il ve bölgelerde kümelendiğini biliyoruz. Merhum Ecevit’in DSP’si 1991 seçimlerinde % 10.74 oy aldığı halde sadece 7 vekil çıkarabilmişti.

DEVA, Millet İttifakı’nda kendi listesiyle girebilir. Son değişiklikle de bu imkân yerini korudu.

Ancak burada Millet İttifakı’nı bekleyen başka bir risk var. Bu da Cumhur İttifakı’nın faydasına olacak bir risk. Saadet, DEVA ve Gelecek partileri kendi başlarına milletvekili seçimlerine girdikleri taktirde, aldıkları oylarla milletvekili çıkarmama gibi bir riskle karşılaşabilirler.

Yapılan kamuoyu anketleri, bu 3 partinin bugün itibarıyla toplamda %10 civarında oy alacaklarını gösteriyor.

Böylesi bir risk gerçekleştiği taktirde bu seçmen kitlesinin iradesi parlamentoya yansımayacak.

Bu da Cumhur İttifakı’nın daha fazla vekil çıkarmasının önünü açacaktır.