Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Kutfettin Fırat Şan

Cüz’iyyet, acziyet barındırır!

Hatalarla doludur insan. Kusur, hatadaki arsızlıktır. Kusur, kusuru aramaktır. Kusur, hataya bulanmaktır. Çözüm ise bunlardan arınmaktır…!

İnsan yapısı itibariyle hatalar yapmaya meyillidir. Zira insan her anlamda cüzidir. Belli bir ölçüde idrak eder, belli bir ölçüde hareket eder ve belli bir ölçüde yaşar. İnsana ait her vasfın cüziyyet barındırması, insanın doğruluğa adanmışlığında da bir acziyet bırakır. Ne kadar doğru kalmak isterse istesin insan, hata yapmak onun için kaçınılmazdır.

Her ne kadar kısa olduğu söylense de birçoğu için hayat, uzun ve meşakkatlidir. Meşakkatin olduğu yerde, sürenin hesapsız olduğu yerde insana ağırlığı düşen bir sabır, sabırsızlığı düşen bir zaman yapışır. İşte o zaman, insana hatayı yaptıran, doğruyu gösteren zamandır. Peki, nasıl? Aklı selim bir karşılama ile, ferah bir gönül ile, doğru bir fikir ile…

İnsana en çok yanlışı yine insan yaptırır. Önce kendimiz sonra çevremiz. Kazanımlara ait hırslarla dolu bir hayatın insanda bırakacağı çehre hüzündür. Makamlara ve mesleklere ait emellerle dolu bir yaşayışın bırakacağı çehre elemlidir. Telafisi mümkün olan firaklara ait sancılarla dolu bir ömrün bırakacağı çehre hastalıklıdır. Ne yazık ki varılan nokta bu, arzu edilen hayat da bu…

“O gün, ne mal fayda verir ne de evlât. Ancak Allah’a kalb-i selîm (temiz bir kalp) ile gelenler (o günde fayda bulur).” 
(Şuarâ, 88-89)

Böyle bir ayetin bizi çıkaracağın en temel nokta; kişinin iyi bir insan olmasıdır. Yaşayacağı ömrünün daha ilkeli ve daha nitelikli değerler üstüne olmasıdır. Bu ayetin bilince ile yaşanması arzu edilen hayatın niteliği de artar. En büyük nitelik, doğru bir yaşayıştır. En büyük nitelik, mutlak doğrunun peşinden gitmek, o doğrunun yakasına yapışmaktır. En büyük nitelik, isabetli bir arayıştır. İşte tam da böyle bir arayışın içinde hatalar yapmak kaçınılmazdır. Ancak o hatalar, daha doğru bir hamle için, daha isabetli bir arayış için fırsattır.

Evet, yoracaklar bizi; belki yaptıklarımızı yüzümüze vurarak, belki yaptıklarımızı ayıplayarak. Evet, kıracaklar bizi; belki kusurlarımızı ifşa ederek, belki kusurlarımızla alay ederek. Ancak bizler aldırış etmeyeceğiz. Çünkü o hatalar da bizim, o yanlışlar da bizim. Biz bize ait olan her şeye sahip çıkacağız; kimi zaman ders çıkarıp o hatalara yol vermek için kimi zaman ders çıkarıp o hataları öldürmek için! Allah Teâla’nın “Allah, sizi bir zaaftan yarattı…” (Rum Suresi, 54) ayetini hatırlayıp, “hatalarım benimdir ama hatadan sonraki anda benimdir” deyip önümüze bakacağız. Hatalardan sonraki anımızı, ömrümüzü başkalarının kınaması yüzünden, alaylaması yüzünden heba etmeyeceğiz. Unutmayalım ki, cüz’iyyet acziyeti barındırır. Biz, cüz’üz, parçayız, eksiğiz ve elimize tamamlanmak için aldığımız her parçayı denemeliyiz, öğrenmeliyiz. Puzzle oyununa merakı olanlar bilir; her doğru parça tek seferde ele alınmaz, tek seferde doğru yere konulmaz.

Hadi bize hatalar yapmak ve daha sonrasında tamamlanmak adına iyi oyunlar…

YORUMLAR

Bir adet yorum var

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER