Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Kutfettin Fırat Şan

Hz. Meryem, Peygamber’imiz ile evlenecek mi?

“Melekler ona, Ey Meryem! Şüphesiz Allah manevi hizmet için seni seçti. Seni tertemiz kıldı ve hiçbir kadına nasip etmediğini sana verdi. Meryem! Rabbine itaat et, secdeye kapan. O’nun huzurunda saygıyla eğilenlerle beraber sen de rukû et!”(Âli İmran 3/42-43)

Hz. Meryem, Müslümanların iffet nişanesi. Kur’an-ı Kerim’in üstün nitelikli, iffet sahibi diye bahsettiği o mübarek kadın! Hazreti Allah’ın, “hiçbir kadına verilmeyen nasibin ona verildiğini” söylediği o yüce anne! Kur’an-ı Kerim’de Allah Teala’nın otuz dört yerde adında bahsettiği o ulvi insan! Ve Hz. İsa’nın, Allah peygamberinin annesi…

İmran’ın karısı ismiyle anılan Hz. Meryem’in annesi, uzun bir kısırlık dönemi geçirdikten sonra hamile kalır ve Allah Tealaya doğacak olan çocuğunu adayacağı sözünü verir. Böyle bir sözden sonra Hazreti Allah, doğan çocuğun (Meryem) adanışını kabul eder ve Hz. Zekeriya’yı onu korumakla görevlendirir. Hz. Meryem’in annesinin Allah’a evladını adaması, onu sadece Allah’a ibadet etmek için büyütmesi, Allah’a olan doğru imanın en önemli örneklerinden biridir. “İmran’ın karısı, Îmanın yarısı!”

Hz. Meryem’i en ilgi çekici hale getiren hikayesinin bir diğer parçası da Hz. Meryem’in “evlenmeden, bakire bir şekilde Hz. İsa’yı doğurması” olayıdır. Zira Allah Teala, Kur’an’da Hz. Meryem’e “Allah manevi anlamda yakın olacak bir bir evlat müjdesini” verdiğini buyuruyor. Bakire olduğunu ve bunun nasıl mümkün olacağını söyleyen Hz. Meryem’e ise “Biz Kendi Ruhumuzdan Üfüreceğiz” diye buyurarak, bu olayın tıpkı Hz. Adem’in yaratışıyla paralellik arz ettiğinin mesajını vermiştir. Çünkü aynı ifade Hz. Adem’in yaratışı süreci için de kullanışmıştır. (Hicr, 15/29)

Hz. Meryem için doğum anına kadar verilen bilgiler tamamen bu konu çerçevesinde işlenmiş, doğum sonrasında gittiği bölge, evlendiği herhangi biri yahut evleneceği başka bir hakkında bilgiler verilmemiştir Kur’an-ı Kerim’de.

Kur’an’da bu konuyla ilgili net bir ifade ise “Hz. Meryem ve oğlunun oturmaya elverişli, suyu olan bir bölgeye yerleştirildiği” şeklinde olmuştur.(Mü’minun, 23/50)

Ancak rivayetlere göre bu yerin Filistin bölgesinde bulunan Nasıra, Kudüs veya Remle şehirlerinden biri olduğu yönünde olmuştur.

Hıristiyanlık’ta Kur’an’dan bağımsız bir şekilde ele alınan Hz. Meryem, birçok temel inanç şekline konu edinmiştir.

Kimi Hıristiyanlara göre Hz. Meryem tanrının annesidir, kimisine göre öldükten sonra bedeniyle semaya kaldırılmıştır. Bunların dışında tıpki Müslümanlıktaki gibi üstün nitelik sahibi, bakire biri olarak kabul edilmiştir.

Ancak ne var ki Kur’an’ı Kerim’in özünden ayrılmak konusunda ısrarcı olanların, her konuda olduğu gibi bu konuda da uydurma haberler üretmesi, uyduruk bilgileri din gibi piyasaya sürmesi kaçınılmaz olmuştur. Gerek Kur’an-ı Kerim’de gerekse de hadis şeriflerde işlenen Hz. Meryem hakkındaki bilgiler dışında, başka bilgiler de ortaya atılmıştır.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Meryem hakkında bahsedilen mevzular, “onun iffetli ve nitelikli olduğu; annesinin onu Allah’a adadığı; Hz. Zekeriya’nın onu koruduğu ve doğuma kadar korumaya devam ettiği; Hz. İsa ile müjdelendiği ve doğumdan sonra kimseyle konuşmaması gerektiği; doğumdan sonra selametli bir bölgeye yerleştirildiği” tarzında olmuştur.

Hadisi şerifler de bu konu özünden uzaklaşmamış ve Hz. Muhammed, Hz. Meryem’den övgüyle bahsetmiştir. “Zamanındaki kadınların arasında en hayırlısı İmran’ın kızı Meryem, bu ümmetin kadınlarının en hayırlısı ise Hatice’dir” hadisi şerifi, bu konuda günümüze gelmiş en sahih hadistir. (Buhari, “Enbiya”, 32, 45-46) Bunun dışındaki hadisler de bu konu çerçevesinden uzaklaşmamıştır.

Uzun zaman önce gündeme gelip sonra unutulan ve yakın zamanda yeniden gündeme gelen, “Hz. Meryem’in Hz. Muhammed ile ahirette nikahlanacağı ve bu nikahı Allah Teala’nın kılacağı” şeklindeki bilgi her ne kadar hadisi şerif olarak ortaya atılsa da bu hadisin sıhhat derecesi zayıf dahi değildir. İpe sapa gelmez bilgilerin hadis diye ortaya atılması vakalarından bir vaka olarak gündemimize gelmiş ve gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. İslam dünyasının güvenilir saydığı hadis kaynaklarında da yer almamış, itibar edilmemiştir. Gündemimize bu şekilde gelen bu konunun, gündemimizden “Hz. Muhammed’e kocaman bir iftira” şeklinde çıkarılması temennimizdir. Rabbim aklımıza da gönlümüze de hidayetler nasip buyursun inşaAllah.

Hz. Meryem ile ilgili süreler: Ali İmran, Tahrim, Meryem, Enbiya, Mü’minun, Mâide, Nisa…

En doğrusunu Allah Teala bilir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER