Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

Ayhan Bilgen’den flaş kayyum açıklaması: Siyasal sonuçlarını herkes hesap etmek durumunda

Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, son dönemlerde ulusal ve yerel basında sıkça gündeme gelen kayyum konusuna ilişkin Haber Değer’de Atıf Özbey ve Ali Parim’e özel açıklamalarda bulundu. Bilgen HDP’den ayrılıp başka bir partiye geçeceği yönündeki iddialara ise “bana yapılmış bir teklif yok. Benim de öyle bir arayışım yok” diyerek yanıt verdi.

Kars Belediye Başkanı Ayhan

Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, 31 Mart seçimlerinde HDP’nin kazandığı tüm illere kayyum atanmasına rağmen Kars Belediyesine kayyum atanmamasının en önemli nedenlerinden bir tanesinin şehrin sosyolojik yapısı söyledi. “Van’da, Diyarbakır’da seçim AK Parti ile HDP arasında geçiyor. Ama Kars’ta böyle bir tablo yok. Kars’ta dört, beş parti yarışıyor. Son seçimde de beş parti birbirine yakın oylar aldı” diyen Bilgen, sözlerine şöyle devam etti;

“GÖREVDEN ALINIRSAM BUNUN SİYASAL SONUÇLARINI HERKES HESAP ETMEK DURUMUNDA”

“Bu şehrin sosyolojisinde dengeler başka bir şeyi doğuruyor. Dolayısıyla Kars’taki bu dengeleri muhtemelen karar alma süreçlerindeki aktörler de dikkate alıyorlar. Ben görevden alınırsam, hangi nedenle olursa olsun buraya kayyum atansa bunun siyasal sonuçlarını herkes hesap eder. Etmek durumundadır. Bence bu şehirde kayyum atandığında şehir birçok yerde olduğu gibi, ne yazık ki Kars’ta ben bunun olmasını istemem, şehir Türk-Kürt diye ikiye ayrılır. Muhtemelen mağduriyet dolayısıyla Kürtler HDP’nin yanında daha da kenetlenir. Çünkü bir iradeyi tanımama refleksidir bu. Diğerleri de muhtemelen MHP’de toplanır ve şehirde MHP ile HDP yarışır sadece. Bu iyi bir şey midir? Bana göre bu şehre kötülüktür. Yani dört, beş partinin yarışması şehir için bir çoğulculuktur, zenginliktir. Hangi partiye yarar hangi partiye zarar verir konusu beni ilgilendirmez. Ben şehri düşünmek zorundayım.”

“KAYYUM ATANMASI BELKİ HDP’NİN İŞİNE DE GELEBİLİR”

“Yani kayyum atanması belki HDP’nin işine de gelebilir. Siyaseten daha kolay olur. Sadece tribüne oynarsınız. Ajitasyon yaparsınız ve seçimi bir dahaki sefere daha kolay kazanabilirsiniz. Artık aday da çok önemli olmayabilir. O zaman insanlar sadece kimlik gerilimi üzerinden oy kullanabilir. Ben bunu istemiyorum. Burada kimlik gerilimiyle oy kullanılmasın. Yani ‘Kürt olsun çamurdan olsun. Azeri, Terekeme olsun bizden olsun. Hırsız olsun, yolsuz olsun önemli değil.’ anlayışını yıkmamız lazım. Burada bizim üst kimliğimiz Kars’ta yaşıyor olmaktır. Ne olursa olsun her partinin kaliteli aday göstermesini ve oy verirken de sadece akraba ilişkilerini, etnik kökenleri, inançları değil gerçekten ehliyeti ve liyakati tercih ederek oy kullansınlar. Bu yapısal bir dönüşümdür. Şehrin siyaset algısında bu yapısal dönüşümü sağlarsak sonunda hangi parti kazanırsa kazansın Kars kazanır.”

BAŞKA BİR PARTİYE Mİ GEÇECEK?

Öte yandan Ayhan Bilgen, HDP’den ayrılıp başka bir partiye geçeceği yönündeki iddialara da değindi. Herhangi bir partiden teklif almadığını, kendisinin de böyle bir arayışının olmadığını belirten Bilgen, “Birtakım platformlarda bunların konuşulduğunu duydum ben de. Ama bana yapılmış bir teklif yok. Benim de öyle bir arayışım yok. Buraya bazen CHP’li milletvekilleri ziyarete geliyor, yerel basında CHP’ye geçeceğim yazıyor. Sonra kayyum atanmıyor. O zaman AK Parti’ye geçeceğim konuşuluyor. Ya da yeni partilere geçeceğim konusunda söylentiler çıkıyor” İfadelerini kullandı.

Ayhan Bilgen’in öne çıkan diğer açıklamaları ise şöyle; 

LOGO TARTIŞMALARI

“Bizim arayışımız sadece şundan ibaretti; Atatürk ve bayrak, yerel sembol değildir. Burada daha önce Valilik de belediyenin kullandığı bayrağı, flamayı kullanıyormuş ama sonrasında kendi flamasını değiştirmiş. Mesela Kars Kalesi’ni koymuş. Başka semboller koymuş. Bayrak ve Atatürk ülkenin ortak sembolleridir. Dolayısıyla bizim yerel bir sembolümüz olmalı. Gidiyorsunuz Antalya’da niye o zaman Atatürk ve bayrak yok? Adana’da, İzmir’de, İstanbul’da, Yozgat’ta, Kayseri’de niye yok? Çünkü o semboller başka. Yani oralarda önemli olan yerel semboller. O yörenin pamuğu ünlüyse flamada pamuğu vardır. Portakalsa portakal vardır. Bir türbeyse türbe, camiyse cami. Biz de daha yerel motiflerle şehre özgü bir şey olsun istedik. Yarışmamızı yaptık, jüri de oluşturduk. Ama jüri bizim dışımızdaydı. Jüri hem o tartışmalar dolayısıyla hem de kendilerince gönderilen eserleri yeterli görmedikleri için iki kez toplandılar ama bir tercih yapmadılar ve konuyu askıya aldık. Bizim derdimiz gündem değiştirmek, flama tartışması yapmak değildi ama ben böyle şeyler üzerinden tartışmayı da bir vakit kaybı görüyorum. Ama buranın yerel sembolü üzerinden bir flaması oluşması gerektiğine de inanıyorum.”

BELEDİYENİN ŞU ANDAKİ DURUMU

“İstediğimiz düzeyde mesafe alamadık. Galiba ilk defa size bunu söylemiş olacağız. Pazartesi günü bu konuyla ilgili bir basın açıklaması yapmayı planlıyorduk biz de. Ne yazık ki şimdiye kadar ne iç denetim süreçlerimizi ne de dışarıya yargıya taşıdığımız dosyalarda mesafe alamadık. Yani burada kendimizi de eleştirerek ifade edeyim. Şimdi yani işlerin bir kısmında bizim tespit ettiğimiz yapılmış iş miktarıyla hak edilen faturaların rakamları arasında korkunç oranlar var. Yani bire üç gibi. Hatta bazılarında bize göre yüzde beş-on civarında iş yapılmış yüzde yüzlük fatura kesilmiş. Hak ediş yapılmış. Kesin kabul yapılmadan hak ediş tamamlanmış. Bunlar ihale mevzuatına açık aykırılıklardır. 21b’den yapılan işlerin büyük bir kısmı sorunlu. 21b acil durumlar için ihale kanununa koyulmuş bir şeydir. Siz canınızın istediği her şeyi hani sırf açık ihale yapmamak için 21b kapsamına koyamazsınız. Yani ben işi size vermek istiyorum ve ‘bu iş doğal afet, acil durum’ bilmem ne diyorum. Acil değil ki o iş. Yıllardır bekleyen bir iş. Acilse yıllardır yapmamışsınız. Üç ay sonra yapın. İhale ilanına çıkın. On gün ilan askıda dursun. Gazete ilanı girsin. Şimdi sırf bu süreçlerden kaçmak için, kişilere özel iş vermek için yapılmış yöntemler ve bunlar yanlış. Şimdi bunlar da hani devlette işler bazen geç işliyor.

“YİRMİNİN ÜZERİNDE PERSONEL AÇIĞA ALINMIŞ DURUMDA”

Muhtemelen müfettiş soruşturma dosyaları ayrıntılı incelemeye gidiyor. Dosyalar geldikçe zaten şu anda galiba belediyede yirminin üzerinde personel açığa alınmış durumda. Bizim dönemimizde İçişleri Bakanlığı’ndan gelen yazıyla ilgili personeller geçici olarak, soruşturmanın selameti için geçici açığa alınmış durumda. Bu şu anlama geliyor; bu işlerde idarenin de kusuru, zaafı var. Öyle şüphe ediliyor ki bu yargılama süreci bitene kadar o kişiler görevlerinin başında durmuyorlar ki delilleri karartmasınlar ya da soruşturmayı etkileyecek bir güç kullanımına girmesinler. Burada bizim de incelediğimiz dosyaların bir kısmında ki biz önümüzdeki günlerde bu konuda bir basın toplantısı yapıp kamuoyuyla da paylaşacağız.”

“YOL YAPIMINA BAŞLANDI”

“Şu anda yol yapımına başladık biz. İhaleyi alan firma Kamu İhale Kurumuna şikâyet edildi. İtiraz süreleri de doldu. Kamu İhale Kurumunun bize önerdiği yöntem neyse ona uygun bir biçimde yaptık ve yol yapımına başladık. Belediye asfalt tesisini, parke taşı tesisini çalıştırmaya başladık. Yani kendimiz de bir taraftan yapıyoruz, ihale yoluyla da bu hizmeti alacağız. Bu sene biz yollar konusunda özellikle Yeni Şehir başta olmak üzere büyük oranda sorunu çözeceğiz. Ama tabi yaptırmamak için de çok yoğun bir baskıyla karşı karşıyayız. Düşünün ki ihaleye giren firmaya ‘ihaleye girmeyin, sözleşme imzalamayın. Çünkü belediyeden para alamazsınız. Biz zaten her şeye haciz koymuşuz. Dolayısıyla bu işin parası size ödenmez’ diyerek baskı bile yapıyorlar.”