Eğer bir toplumun gelişmişlik düzeyi hakkında fikir sahibi olmak istiyorsanız, o toplumun basınına bakarak önemli ipuçlarına ulaşabilirsiniz. Çünkü gerçekten de basın toplumun aynasıdır.
Ben de bu yazımda ‘10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ vesilesiyle, Kars basınının dününe ve bugününe değinmek istiyorum.
Kars birçok konuda olduğu gibi köklü basın geçmişiyle de öne çıkan şehirlerden bir tanesi. Şehirdeki ilk gazetecilik faaliyetlerini 1880’li yıllara kadar götürmek mümkün.
Nebahat Arslan ile Süleyman Tekir’in ‘Kars Basın Tarihi’ kitabını okuduğumuzda, Rus hakimiyeti döneminde şehirde ‘Kars’ adında Rusça bir gazetenin çıkarıldığını, yine Kars’ın anavatana katılmasıyla birlikte Kazım Karabekir Paşa öncülüğünde ‘Varlık’ gazetesinin yayın hayatına başlatıldığını öğreniyoruz.
1950’li yıllara gelindiğinde ise şehrin önemli münevverlerinin kalem oynattığı ‘Kars’, ‘Ekinci’, ‘Gazi Yurt’, ‘Ayhavar’, ‘Serhat’, ‘Hüryurt’, ‘Birlik’ ve ‘Meşale’ gibi gazetelerle karşılaşıyoruz.
Bu gazeteler arasında özellikle Hüryurt’u bilirsiniz. “Uzun yıllar her türlü ihmale uğramış, unutulmuş bu güzel Kars’ımızı, mamur bir belde haline getirmek için her imkândan faydalanmak ve bu uğurda hiç yılmadan mücadele etmek” gayesiyle 1955’te kolları sıvamış ve 2016 yılına kadar yayın hayatına devam etmişti.
Ekim 2016’da ise ‘şehre daha nitelikli hizmet vermek’ amacıyla ‘Kars Gazeteciler Birliği’ çatısı altında birleşen 13 yerel gazeteden bir tanesi olmuştu.
***
Yakın tarihe gelmeden önce burada özellikle iki isme değinmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi Cengiz Ekinci…
1919 yılında Gümrü’de dünyaya gelen Ekinci, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuş.
Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğündeki memurluğunun yanı sıra serbest avukatlık ve gazetecilik yapmış.
‘Ekinci’ ve ‘Ayhavar’ gibi önemli gazetelerle, deyim yerindeyse Kars’ta bir döneme damgasını vurmuş. Aynı zamanda aktif siyasetin içerisinde de yer alarak, 8. Dönem Kars Milletvekili seçilmiş.
Maalesef bugün Cengiz Ekinci ismi Kars’ta pek bilinmiyor. Yetkililer de bu ismin yaşatılması için herhangi bir çaba sarf etmiyor.
Değinmek istediğim ikinci isim ise Hıdır Keleş… Duayen Gazeteci Hıdır Keleş, geçtiğimiz ay Kovid-19 hastalığına yenik düşerek maalesef aramızdan ayrıldı.
Kendisi Kars’ın hafızasıydı. Şehrin en uzun soluklu gazetelerinden Halk Gazetesi’ni 1972 yılında yayın hayatına kazandırmış ve bir dönemin tarihine ışık tutmuştu.
Allah rahmet eylesin. Baba mesleğini devam ettiren Çetin Keleş’in, ailesinin ve tüm Kars halkının başı sağ olsun.
***
Gelelim günümüze…
Kars basını bugün 6 gazete, 1 televizyon, 3 ulusal haber ajansı ve Haber Değer’in de yakın zamanda aralarına katıldığı yaklaşık 20 haber sitesi ile Kars ve bölge halkının haber alma ihtiyacını karşılamaya çalışıyor.
Haber sitelerinin çokluğu, iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelere Kars basınının da ayak uydurduğunu ve dijital basının şehirde başat bir konuma yerleştiğini açıkça gösteriyor.
Yine şehrin tek televizyon kanalı Serhat TV’nin, dijital dönüşüme ayak uydurarak yayınlarını internet üzerinden de yapmaya başlaması bunu kanıtlıyor.
‘Kars Gazeteciler Birliği’ çatısı altında çıkarılan ‘Kars Hakimiyet’ ve ‘Kars’tan Havadis’ gazeteleri ile ilçelerde çıkan ‘Kağızman’ın Sesi’, ‘Sarıkamış Kardelen’, ‘Sarıkamış Haber’ ve ‘Selim Haber’ gibi gazetelerle de şehirde geleneksel basının varlığını koruyabilmesi adına önemli bir mücadele veriliyor.
Ancak şehirde gazetecilik mesleğinin o eski itibarlı dönemlerinden pek bir şey kalmadığını da üzülerek belirtmek istiyorum.
Basının sahiplik yapısından ekonomik ve teknik sorunlara, siyasi baskılardan basın çalışanlarının haklarını alamamasına kadar onlarca sorunla karşı karşıyayız.
2021 yılında da bu sorunların ortadan kalkacağını hiç zannetmiyorum. Ancak şunu söylemeyi kendime bir borç biliyorum;
Kars’taki basın çalışanlarının, yöneticilerin, şehrin siyasetçilerinin ve en önemlisi Kars halkının, bu köklü basına karşı bir sorumluluğu var. Yazının başında da ifade ettiğim gibi bir toplumun gelişmişlik düzeyi, basınının niteliğine yansır.
Basınımızın sorunlarına çözüm bulmak ve daha nitelikli hale gelmesini sağlamak için hep birlikte mücadele etmekten başka çaremiz yok!
***
Çalışan, çalış(a)mayan tüm meslektaşlarımın gününü kutluyorum. Mesleğin tekrar saygınlık kazandığı ve ahlaki değerlerle yapıldığı günlere bir an önce erişilmesi dileğiyle…