Siyasi partilerdeki her bir gelişmenin toplamı, ülke siyasetinin genel görünümünü anlatır. Bu görünümü bütün detaylarıyla açmak, tartışmak, bu sayfalarda mümkün değildir.
Ancak detaylara girmeden bazı konulara çok kısa bir şekilde değinmek de mümkün. Bu konulardan biri de, siyasi parti genel başkanlarının etrafını ve teşkilatlarını oluşturma anlayışıdır.
Milletimizin geninden midir, nedir bilinmez daha ilkokuldayken mümessil seçilen bir çocuk, sınıftaki bütün arkadaşlarımızı tahakküm altına almak, onları kendine göre şekillendirmek ister.
Bu anlayışı, siyasi parti başkanlarımızdan, il-ilçe teşkilatlarından, vakıflardan, sendikalardan, derneklerden tutun, hemen her kurumda sürdürmeye devam ediyoruz. “Ben başkanım benim dediğim olur.”
Bunun için de her kademede etliye sütlüye karışmayan, ‘ben bilmem merkez bilir’ zihniyeti taşıyan kişilerden merkez, taşra teşkilatları, vekil ve belediye başkanları yazılır.
Bunlar içerisinde bir seçim öncesi bizim sandık görevlisini yere yıkıp ağzını, burnunu kıranlar da olabilir. Yeter ki davamızın adamı olsun!
“İyi de bu adam bizim davanın adamı değil, tam aksine geçen seçim bizim sandık görevlimizi dövdü” deseniz dahi alacağınız cevap belli; “Bizimkinin eli armut mu topluyordu?”
Çattık kaybetmesek iyi!
Diyelim ki vekil seçildiniz… Seçilmesine seçildiniz ama hangi partiden olursanız olun, vekillik yetkileriniz genel başkanca kullanılır. Size de sağda-solda vekilim deyip, kibirlenmek düşer.
Ülke siyasetine, ekonomisine, uluslararası ilişkilere katkı sunacağınıza, Ahmet’in, Mehmet’in çocuğunu İş Kur’dan işe almakla uğraşırsınız.
Liderlerin gözünden düşenler ise ya partilerinden ayrılıp eskiden sövdükleri partilere geçerler (sanki gittikleri parti demokrasi yatağı) ya da içlerindeki sivri birinin etrafında toplanıp, ayrıldıkları partiden farksız bir parti kurarlar.
“Biz daha yeni kurulduk” deyip milletin sorunlarına reçete olabilecek hiçbir sunumda bulunamazlar.
Dünyanın ve ülkemizin bu zor şartlarında ne kadar birlik ve beraberlikten bahsedersek bahsedelim, Mart ayının yaklaşmasından mıdır nedir bilemem, yeniden partiler doğurmaya başladı.
CHP‘den üç milletvekili ayrılmış, Muharrem İnce ile birlikte parti kuracaklarmış!
Parti kurmaya kurarlar da benim tanıdığım Muharrem İnce değil milletin sorunlarını, kendi ayakkabısının bağını dahi çözemez. Bırakın konuşsun!