Kars’taki STK’lardan 104 emekli amiralin bildirisine ortak tepki: Hodri meydan!

Kars’taki sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri, 104 emekli amiralin imzasıyla yayımlanan bildiriye tepki göstermek adına Kars Ticaret ve Sanayi Odasında bir araya geldi.

Toplantının ardından bir basın açıklaması yapılarak, darbeci zihniyetlere karşı “hodri meydan” denildi.

Bildiriyi imzalayan amiraller hakkında suç duyurusunda bulunulacağının da belirtildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi;

“Güven ve istikrar dediğimiz bir ortamda yarasalar gibi bir gece vakti alelacele kaleme alınıp imzalandığı belli olan yarasa bildirisi ile Montrö Sözleşmesi bahane edilerek geçmişteki vesayet anlayışı ile yine milli irade hedef alınmış, milletimizin dini değerlerine saldırılmış, sopa gösterilerek geçmişteki darbeci zihniyet yine hortlamıştır.

“BU YARASA BİLDİRİSİ AYAKLARIMIZIN ALTINDADIR”

Şunu açıkça belirtmek isteriz ki güven ve istikrarımızı hedef alan, cuntacı kafa ile ele alınan ve millet iradesini hedefleyen bu yarasa bildirisi başta Şehit Ömer Halisdemir kardeşimiz olmak üzere tüm şehitlerimizin ruhunu sızlatmıştır.

Anlaşılan bu amirallerin ülke gerçeklerinden ve millet iradesinden haberdar olmadığıdır ve hala alması gereken çok dersler olduğunu bilmemektedirler.

Bu yarasa bildirisi, ayaklarımızın altındadır ve bu bildiriye imza atanlar hukuk nezdinde gerekli hesabı vermek zorundadır.

“MALUM ÇEVRELERİN HAZIMSIZLIĞI BUNDANDIR”

Devirleri kapanmış, dönemleri bitmiş ve milletin maşeri vicdanında hiç de iyi biçimde anılmayan bu çevreler ve destekçileri bilmelidir ki Montrö Sözleşmesi ve Kanal İstanbul Projesi üzerinden vurmaya çalıştıkları milli irade ve TSK üzerinden yöneltmeye çalıştıkları haince saldırılara artık kimse pirim vermiyor.

Çok şükür bugün milletinin derdiyle dertlenen milli irade temsilcileri ve yine milleti ile beraber olan ve onun değerlerini değeri olarak gören bir TSK mevcut. Malum çevrelerin hazımsızlığı bundandır.

“MİLLETİN SİNİR UÇLARINA BASAN AÇIKLAMALAR ARTIK BARDAĞI TAŞIRMIŞTIR”

Milletin makamları, mevkileri ve kurumları aslına dönmüştür. Sicillerini iyi bildiğimiz bu kesimlerin milletin karşısına utanmadan, sıkılmadan, cüretkâr biçimde çıkmaları kabul edilemez.

Millete ve temsilcilerine tepeden bakarak ahkam kesmeleri, parmak sallayıcı bir tutumla gece yarıları bildiri yayımlamak suretiyle gölgeden bağırmaları ve milletin sinir uçlarına basan açıklamalar yapmaları artık bardağı taşırmıştır.

“NESLİ TÜKENMİŞ DİNOZORLARI, TARİH ÖNCESİ FOSİLLERİ YAKINDAN TANIYORUZ”

Bunu iyi bilsinler; Millet nasıl 15 Temmuz gecesi gereğini yapmışsa, darbe taraftarlarına karşı durulacağını dünya aleme nasıl göstermişse, yine aynı kararlılığı sergilemekten geri durmayacaktır. Bizler nesli tükenmiş dinozorları, tarih öncesi fosilleri yakından tanıyoruz.

Milletimizin tanıdığını da biliyoruz. Eski, eskide kaldı. Bizler yeni şeyler söyleyen, milleti anlayan taraftayız.

“HODRİ MEYDAN”

Millet iradesine karşı hala bunun gibi anti demokratik girişimlerden, darbe imalı bildirilerden, milletin kendilerine verdiği rütbeleri millete karşı kullanmaya kalkan bedhahlardan bir sonuç alabileceğini düşünen varsa, onlara ve tüm uzantılara karşı buradan ilan ediyoruz: Hodri meydan!

Milletimizin emrinde ve hizmetinde olmayı en yüksek rütbe, en büyük şeref ve şan kabul eden sivil toplum kuruluşları olarak dün olduğu gibi bugün de vatan nöbetindeyiz.

“SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”

Dahili ve harici bütün bedhahlar, hainler ve onların her türlü uzantıları bilmeliler ki, biz gerektiğinde bin gider bir döneriz ama zaferle döneriz.

Geçmişte olduğu gibi bugün de gayri hukuki yollardan, demokrasiyi, hukuku ve millet iradesini hedef alan her türlü müdahalenin durmaya devam edecek ve Kars Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağız. Başlatılan yasal sürecin takipçisi olacağız.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”

NE OLDU?

TBMM Başkanı Mustafa Şentop‘un “Bir Cumhurbaşkanı Montrö‘yü feshedebilir mi?” sorusuna “Teknik olarak evet” yanıtını vermesi ile Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı‘nın gittiği bir tarikat evinde sarık ve cüppe ile fotoğraflarının ortaya çıkması üzerine başlayan tartışmalarla ilgili 104 emekli amiral, bir bildiri yayımladı.

Gece yarısı yayımlanan bildiri, darbe çağrışımı yapıldığı gerekçesiyle iktidar ve muhalefet kanadından yapılan sert açıklamalarla kınandı.

Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘104 amiralden Montrö bildirisi’ başlığı altında yayımlanan bildiriyle ilgili re’sen soruşturma başlattı.

TEPKİ ÇEKEN BİLDİRİDE NE DENİYOR?

104 emekli amiralin imzasını taşıyan bildiride şu ifadeler yer alıyor;

“Yüce Türk Milletine,

Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir.

Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşması‘nı tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir.

Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir.

Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir.

Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşı‘nda tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesi‘nin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.

TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir.

Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk‘ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz.

Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir.

Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.

04 Nisan 2021

Deniz Şehitlerimizi anarak Saygıyla duyururuz.”