Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Settar Kaya

Kars’ı 50 milyona kim satıyormuş?

Kars Milletvekili Ahmet Arslan, TBMM’de Kars üzerine bir konuşma yaptı ve aynen şunu söyledi;

AK Parti hükümetlerinden önce Kars, 50 milyara, bugünkü parayla 50 bin liraya satılık şehir diye o günün gazetelerinde yer aldı.”

Sayın vekilin temsil ettiği kente karşı bu haksız ifadesini düzeltmeye neresinden başlamalı?

Kars’ı ‘satılık’ ifadesiyle birlikte kullanmak çok yanlış.

Bir gazeteci Kars için 50 milyara satılık şehir yazmış, olabilir.

Birisi de “Kars kalesine orak çekiçli bayrak çektiler” diye yazmıştı.

Yıllarca bu çamuru temizlemekle uğraştık, şimdi de satılık şehir yalanı ısıtılıp önümüze getiriliyor.

Ahmet Bey‘e hatırlatmak isterim;

Bu haber, AK Parti iktidara gelmeden önce değil, 1980’li yılların başında işgüzar bir gazeteci tarafından Kars’taki göçe vurgu yapmak amacıyla atılmış bir başlıktı.

Bu haberden sonra Özal, Demirel, Erbakan, Çiller, Ecevit hükümetleri görev yaptı.

Evet, Kars yıllarca ülkemizde en fazla göç veren illerin başında geldi. Kaldı ki bugün de nüfusu her yıl azalmaya devam ediyor.

Ancak unutmayalım ki Cumhuriyetin kuruluşundan 1991 yılına kadar Sovyetler Birliği nedeniyle Kars’ın bir tarafı dünyaya kapalıydı. Bu durum Kars’ın gelişmesinin önünde ciddi bir engeldi.

Kars’a geniş çaplı kamu hizmetlerinin gelmesi Sovyetler’in dağılmasından sonradır.

1991 yılından sonra devletin politikası değişti, Karsa üniversite, şeker fabrikası, havaalanı, kayak tesisleri gibi geniş çaplı yatırımlar o hükümetler döneminde yapıldı.

Kent kalkınma ivmesini o dönemde yakaladı. Tarihi kendileriyle başlatma, geçmişi inkar hikayelerinden yorulduk.

AKP 20 yıldan beri iktidardadır. Hem bu 20 yıl, Cumhuriyet hükümetlerinin ülkenin temel ihtiyaçlarını karşıladığı yılların sonrasıdır.

Mesela merak ediyorum, Ahmet Bey‘in çocukluğu ve gençliğinde Kağızman’daki köyünde elektrik var mıydı, ne zaman geldi?

Bizim köyde yoktu. 1984 yılında Anavatan Partisi zamanında geldi. Elektrik üfleyince gelmiyor. Enerjiyi üretecek barajlar lazım. Onu da barajlar kralı Demirel yapmıştı.

Bir başka örnek, Ahmet Bey‘in öğrencilik yıllarında Kağızman’da lise var mıydı? Yoktu.

Iğdır ve Ardahan’dan bile öğrenciler lise için Kars’a gelirlerdi. Cumhuriyet hükümetleri o yıllarda önce Kars merkezde liseler, ortaokullar, daha sonra üniversite yaptı.

Sonra da ilçelerde eğitim yatırımına hız verildi, Kağızman’a Yatılı İlköğretim Bölge okulu yapıldı.

Maslow’un ihtiyaçlar piramidini bilirsiniz, insanlar bir sonraki ihtiyacı talep edebilmek için, bir ön basamaktaki ihtiyaç giderilmelidir.

Et Balık Kurumunun satılmasından söz ettiler. Buna süt fabrikasını da ekleyelim. Doğru, bu satışlar yanlıştı.

Tıpkı sizin sattığınız Telekom, Tedaş vb. gibi…

Ama unutmayalım ki bu devlet, o günün imkânlarıyla kombinayı, süt fabrikasını yapmıştı.

Oysa konuşmada “kesimhaneyi bu yıl bitiriyoruz” dedi. Nerdeyse 10 yıldır devam eden bir kesimhane inşaatından söz etti.

Mevcut havaalanı pistini genişletmişler. Allah razı olsun. Yapılanı inkâr etmek nankörlüktür.

Doğu Ekspresi yoluyla Kars’a gelenler sizin hangi eserinizi görmeye geliyorlar?

Son yıllarda turizm acenteleri orta gelir gurubuna uygun tur paketleri düzenliyorlar. Instagram, Facebook gibi sosyal medya araçlarının da katkısıyla Kars’taki tarihi eserler ve kış turizmi insanların ilgisini çekiyor.

Kars’a ilgi bu yüzdendir.

Eskiden 100 hastanın 27’si, şimdi 1 tanesi dışarı gidiyormuş, pes doğrusu!

Kim dedi bunu size? Her sabah otobüslerle Erzurum’a taşınan insanlar cağ kebap yemeye mi gidiyorlar?

20 yıllık iktidarınızın sonunda ambulans sayısıyla övünmenize şaşırmadım.

Çok uzağa değil, 20 yıl önce Sovyetlerden ayrılan yanı başımızdaki Nahçıvan, Tiflis, Bakü’ye gidin bakın neler değişmiş.

Kars’ta, 2002 yılı öncesi icra dairelerindeki dosya sayısıyla bugünkünü, cezaevlerindeki mahkûm sayısıyla bugünkünü, kadın cinayetleriyle bugünkünü, vatandaşın bankalara olan borcuyla bugünkünü karşılaştırmayı neden düşünmediniz?

Konuşmanızın en beğendiğim bölümü şurasıydı;

“Pandemiyle dünyanın her yeri kavrulurken, Türkiye başarılı bir mücadele veriyor.”

Buna sadece “Mâşaallah, bârekallah” derim. Saygılarımla…