Çalkın, burada yaptığı açıklamada, 28 Şubat’ta Ankara sokaklarında tankların yürütüldüğünü, anti-demokratik Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararları alındığını belirterek, “demokrasiye balans ayarı” denilerek dönemin hükümetinin istifaya zorlandığını söyledi.
Kadınlar ve genç kızların bu karanlık sürecin en büyük mağdurlarından olduğunu dile getiren Çalkın, “Darbecilerin kurduğu ikna odalarında nice kadın, inançları hiçe sayılarak horlanmış ve baskıya maruz kalmış, başörtüleri açılmaya zorlanmıştır. Bu odalarda psikolojik baskılara maruz bırakılan kızlarımızın çoğu üniversitelerdeki, liselerdeki eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalmış ve etkisi bugün dahi süren travmalar geçirmiştir.” dedi.
Çalkın, söz konusu dönemde getirilen kanunsuz başörtüsü yasağı ile kadınların çalışma hayatında var olmalarının engellendiğini belirterek, “İnsanların, siyasi görüş ve inancından dolayı çalışma, eğitim, ibadet, düşünce ve ifade özgürlükleri gibi temel hakları ellerinden alınmıştır. Ülkesi, milleti için çalışan ve üreten sermaye dahi kategorize edilerek ‘Yeşil sermaye’ adı altında ötekileştirilmiştir.” diye konuştu.