“Bilesiniz ki kalpler ancak Allah’ı anmak ile huzur bulur.” (Râ’d, 28)
Bu ayetin kerime ile Allah Tealâ, bütün insanlığa huzuru, zinden olmayı, boşlukta kalmamayı buyurmuştur. Başka bir ayeti kerimede de Allah Tealâ, “bir işi bitirdiğinde hemen başka bir işe koyul” diye buyurarak insana zinde ve faal olmayı buyurmuştur. Boşlukta kalmayı, uyuşukluğu yasaklamıştır. Kaldı ki insanın fıtratı da buna hizmet eder bir şekilde yaratılmıştır.
“Din Halkın Afyonudur.” Karl Marx’ın hemen hemen her millete ulaşmış ve neredeyse eline kitap alan almayan herkesin bildiği sözüdür. Dışarıdan bakıldığında her ne kadar “dine saldırı” türünden bir söz gibi anlaşılsa da aslınsa o sözde eleştirilen din değil, dini kullananlar, dine bağlı toplulukların dini zafiyetlerini kullananlardır.
Ayrıca dini yanlış anlayanlar, dini güç değil zafiyet görenlerlerdir. Bunu nereden biliyoruz? Çünkü Marx’ın sözü bu kadarıyla bitmiyor. Sözün tamamı şöyledir: “Din, ezilen insanın iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi ve ruhsuz toplumsal koşulların ruhudur. Din, halkın afyonudur.”
Tarihten bu yana siyasi güçlerin en büyük silahlarından biridir din! Din olgusunu yanlış biçimlerle, uydurma bilgilerle, karartılmış gerçeklerle halka sunan, halkı bununla yanlış yönlendiren, kışkırtan, kardeşine düşman eden siyasi güçler, zihinlerde bıraktığı yaraları dinin bıraktığı yaralarmış gibi göstermeyi de başardılar.
Hal böyle olunca da din ve din mensubu birey ve toplumlara, kısım kısım başlayan zamanla ciddi bir sayıya ulaşan karşıt gruplar ortaya çıktı ve en etkili sandıkları sözlerini kullandılar: “Din Afyondur!” Sandıkları diyorum çünkü onlar dışardan bakınca da içerden bakınca da dinin afyon olduğu kanısına varmış gibi gruplara dönüştüler. Böyle düşünmek daha kolaydı çünkü kimileri için din büyük bir tehdit arz ediyordu. Dilediği gibi yaşamak, hak ve hukuk gözetmemek, Allah’ın yasasından uzak kalmak isteyenler için büyük bir tehditti din!
Peki gerçek din ne diyor insana? Neyi emrediyor? İslam dini, insana haksızlık karşısında direnmeyi emreder. Zinde olmayı emreder! Kur’an’ı Kerim’de şifa ve rahmet indirdiğini, oradan şifa ve rahmet aramayı emreder. Öğrenmeyi, bilinçlenmeyi emreder. Kurcalamayı, okumayı ve anlamayı emreder din. Hakkı emreder, sabrı tavsiye eder. Salih amel etmeyi emreder. İç güzelliği emreder. İçi ve ruhu, her türlü fenalıktan ve kirden arındırmayı emreder. Ruha huzuru emreder, huzura ermeyi emreder. Bunun da ancak ve ancak Allah’ı anmakla, Allah’ı konuşmakla mümkün olduğunu emreder.
Din doğru anlaşıldığına afyon değildir; aksine diriliştir, güçtür! Din doğru anlaşıldığında insanı uyuşturmaz; aksine zinde tutar, kudretli kılar. Din doğru anlaşılıp ve doğru yaşanıldığında, insanı mutlu ve huzurlu kılar.
YORUMLAR