2023 seçimlerinin Türkiye ve dünya için önemi

Neden 2023 Türkiye seçimleri dünya ve özellikle Batı için önem taşımaktadır?

Öncelikle bir konuya değinmek isterim; farkında iseniz, dünya çapında medya grupları Erdoğan aleyhine büyük baskılar uyguladı.

Başta ABD ve AB olmak üzere bazı yerel medya unsuru dahil “vay Erdoğan Türkiye’yi batırdı vay, Erdoğan Türkiye’yi yönetemiyor hale geldi” veya “Erdoğan kaybedecek” gibi manşetleri attılar.

Soruyorum bunları neden yazdılar?

Ben size kendi çabamla bir nebze de olsa açıklamak isterim.
Belki Türk halkı farkında değildir, Erdoğan Türkiye’nin menfaatı için tüm dünya ile savaş halinde. Ben bir Müslüman olarak söylemek zorundayım; Erdoğan’ın kazanması Türkiye’nin kazanmasıdır, İslam aleminin kazanmasıdır.

Batı medya grupları her tarafta yaydı; “Kemal Kılıçdaroğlu’n oy oranı çok, zaten Erdoğan kaydedecektir.”

Daha sonra birinci turda belli oldu ki Erdoğan %49,50, Kılıçdaroğlu %44,88.

Burada mesele seçim ise ABD, AB’de en az 30 seçim gelip geçti. Neden önemli değildi? 2023 Türkiye seçiminin önemi bu kadar arttı?

Gerçek anlamı şöyledir; tarihten gelen bir siyasi rekabet var,  Batı 1. Dünya Savaşı‘nın öcünü bu son şansları olarak bildikleri için Türkiye’den  almak istiyor.

Bazıların aklına şu soru gelebilir; 1. Dünya Savaşı çoktan geçti, nasıl olduda konu 2023 seçiminee takıldı?

Geçmişten hatırladığım bir tarihi notunu buraya ilave ederek, olup biten bir gerçeği hatırlatmak isterim.

5.1916/30.1916 tarihleri arasında iki Yahudi asıllı casus biri Fransız diğeri ise İngiliz… İsimleri; Sarmak Shayk, jorch France…

Buraya dikkat edelim 1. Dünya Savaşı daha başlamamıştı. 1. Dünya Savaşı 1914’te başladı, 1917’de bitti.

Bu iki casus general, İngiliz ve Fransız istihbaratı tarafından gelmişti, amaçları savaş sonrası osmanlı devleti dağılınca Osmanlı devletine bağlı devletlerin hangisini kim alsın yanı Filistin’i İsrail aracıyla bir Yahudi devleti yapmaktı.

1920 antlaşması ile Türkiye’yi parçalayıp aralarında bölüşeceklerdi. 1921’de Mustafa Kemal Atatürk karşı çıktı,  nihayet savaş başladı.

1923’te Lozan Antlaşması imzalanır.

Lozan demek Türkiye Batı ülkelerine bağlı hale getirmek demektir. Yani Türkiye içerisinde bulunduğu hiçbir kaynaktan hak alamıyor demektir.

Buna neden değindiğimi biraz açıklamak istiyorum;

Çünkü Batı Erdoğan’ın tekrar kazanmasından korkuyor Erdoğan Kılıçdaroğlu gibi bol keseden bağış yapmıyor. O yüzden Erdoğan’ın seçimi alması Lozan Anlaşması’nın sona ermesidir.

Batı hiçbir zaman Türkiye’nin ekonomiK açıdan bağımsız olmasını istemiyor, o yüzden 15 Temmuz darbesini gerçekleştirdiler.

Darbe ile başaramadılar. 2017 yılında  Erdoğan referandumla sistemi parlamenter sistemden başkanlık sistemine çevirdi.

İşte başkanlık sistemi Erdoğan’ı güçlü kılarak Türkiye’yi ayağa kaldırdı.

Referandum sonrası Recep tayyip Erdoğan dünyaya meydan okumaya başladı, Batı’nın korkulu rüyası gerçek oldu, bu nedenle Erdoğan Birleşmiş Milletler toplantılarında “Dünya beşten büyüktür” diyor.

Erdoğan’dan önce 21 yıl evvel Türkiye borç bataklığında boğuşuyordu, tıpkı Pakistan gibi (IMF)ten borç alarak hükümet yapıyordu.

Erdoğan iktidara gelince borçları kapatıp 300.000 milyar dolara kadar Türkiye’nin sermayesini yükseltti.

Günümüz konusuna geldiğimizde  Karadeniz petrol keşfi Batı’yı çok rahatsız etti, bu yüzden gece gündüz Kılıçdaroğlu’nu hem maddi ve hem manevi olarak destekliyorlar.

Batı’nın ikinci korkusu İstanbul Kanalı’dır. Bu kanal üzerinden Türkiye ekonomisi daha da güçlü hale gelmesi bekleniyor ve Türkiye tek başına ABD ve AB’ye meydan okuyabilecek duruma gelir.

Son olarak Türkiye’nin eski günlerdeki gibi herşeyi dışarıdan alarak, Batı’ya borçlu bir devlet olmasını istemiyorsanız Erdoğan’a oy veriniz, bu şekilde hem Türkiye güçlü olsun hem Lozan bitsin hem Erdoğan planladığı gibi Türkiye’yi batıya muhtaç halden kurtarsın.