Ayhan Bilgen Haber Değer’e konuştu: HDP hem farklı Kürt çevrelerine hitap etme hem de Türkiyelileşme hedefini birlikte gerçekleştiremedi

Türkiye'nin Sesi Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, 14 Mayıs ve 28 Mayıs'ta gerçekleşen seçimlere, son günlerde HDP'de yaşanan tartışmalara ve HÜDA PAR'a dair düşüncelerini Haber Değer ile paylaştı.

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken tarihi bir seçimi daha geride bıraktık. Seçimin galibi yeniden Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı oldu. Sizin de ifadenizle bu süreçte “Erdoğan karşısında terlik olsa kazanır” diyenler vardı. Ancak HDP ve Zafer Partisi’ni de dahil edersek 8 bileşenden oluşan muhalefet ittifakı Kılıçdardoğlu’nu Cumhurbaşkanlığına taşıyamadı. Sizce Kılıçdaroğlu, Erdoğan karşısında neden kazanamadı?

Ayhan Bilgen: Ben çoğunluğun aksine muhalefetin kaybının sebebinin Kılıçdaroğlu’nun şahsı ya da kimliği olmadığı kanaatindeyim. Asıl sorun sürecin yönetimi ile ilgiliydi. Parlamenter sisteme geçiş gibi hem gerçekçilikten uzak hem toplumda karşılığı olmayan bir hedefe odaklanıldı. Yine ittifak algısı, koltuk paylaşımı odaklı ve uyumsuz izlenimi verdi. Birinci turda Yeşil Sol’un varlığı milliyetçi oyları itti, ikinci turda ZaferPartisi anlaşması Kürt oylarının katılımını düşürdü.

Türkiye’nin Sesi Partisi olarak seçim sürecinde herhangi bir ittifakın doğrudan paydaşı olmadınız. Yüzde 1 oy alamayan partilerin bile ittifak üyesi olarak Meclis’e milletvekili gönderdiği bir dönemde böyle bir strateji izlemenizin gerekçesini nasıl açıklıyorsunuz?

Ayhan Bilgen: Biz muhalefet boşluğu olduğu iddiasıyla yola çıkmış bir hareketiz. Seçime yakın tarihte kurulduk ve yasal süreci bitirememiş olduk. İktidarın yapıcı eleştirisi üzerine yeni bir siyaset tarzı geliştirmeyi önemsedik. Türkiye’de 20 yıla rağmen iktidarı değiştirmeyen muhalefetin değişmesi kaçınılmaz görünüyor. Göstermelik değil sahici yapısal dönüşümü önce muhalefet partileri hayata geçirmeli, diye düşündük.

Genel seçimlerin ardından hemen 10 ay sonra gerçekleşecek yerel seçimler konuşulmaya başlandı. Türkiye’nin Sesi Partisi önümüzdeki seçimlere nasıl hazırlanıyor?

Ayhan Bilgen: Yerel seçimlere partimizin katılımı için çalışıyoruz. Yerel siyaset inşa süreçlerinin aşağıdan yukarıya işlemesi açısından belirleyici öneme sahiptir. Parti fanatizmini aşan yerel aktörlere ulaşabilirsek seçimlere katılımın önemli olacağını düşünüyoruz.

Seçimlerin ardından daha önce mensubu olduğunuz HDP’de çatlaklar gün yüzüne çıkmaya başladı. Özellikle Selahattin Demirtaş’ın, partisinin oy oranındaki gerilemeye ilişkin eleştirileri epey gündem oldu. Siz HDP’nin bu gerileyişini neye bağlıyorsunuz? Demirtaş’ın partisine yönelik “Seçime bir ay kala başlattığınız ve profesyonellikten uzak, bir yöre derneğinin seçim çalışması gibi amatörce bir yaklaşımla başarılı olamazsınız” eleştirisine katılıyor musunuz?

Ayhan Bilgen: Demirtaş Kürt siyasetinde önemli bir aktör rolünü oynadı. Özellikle 7 Haziran sürecinde beklenti yükseldi ama ne yazık ki istenen sonuç elde edilemedi. Tüm siyasi partiler gibi HDP’nin de köklü yapısal dönüşüme ihtiyacı var. Bu süreçte sorumluluğu olan herkesin ciddi özeleştiri yapması gerekiyor. Kimsenin sorumluluğu başkasına atmadan hareket etmesi gerekiyor.

Bir önceki sorumuza paralel bir soru daha sormak isteriz. Sizce kendisini Kürt halkının tek temsilcisi olarak gören HDP’nin savunduğu politikalar ile Kürt halkının değerleri ve talepleri örtüşüyor mu?

Ayhan Bilgen: Ne yazık ki HDP kuruluş sürecindeki hem farklı Kürt çevrelerine hitap etme hem de Türkiyelileşme hedefini birlikte gerçekleştiremedi. Geleneksel Kürt sosyolojisinde özellikle göç dolayısıyla ciddi değişim yaşanmasına rağmen siyaset kurumu eski ezberlerini aşamadı. Toplumdan kopuk siyaset yozlaşmaya mahkum oldu. Hamaset dili bu çürümeyi örtmenin ötesinde işlev görmedi.

Bu noktada HÜDA PAR ile ilgili de düşüncelerinizi öğrenmek isteriz. Malum seçimin en çok tartışılan partilerinden birisiydi? HÜDA PAR’ın bu kadar ön plana çıkmasını ve önem kazanmasını neye bağlıyorsunuz?

Ayhan Bilgen: HÜDA PAR’ı dışlayan yaklaşımlar sağlıklı sonuçlar vermez. HDP’nin demokratik siyasete katılımı nasıl önemliyse aynı tutarlılık içinde konuya yaklaşmalıyız. Elbette silahlı süreçlerin tümüyle geride kaldığına dair güvenin inşası da herkese büyük sorumluluk yüklüyor.

Exit mobile version