Hayatın yoğunluğu ve karmaşası arasında eşimin “Biraz dinlen, kendine vakit ayır, Kars’ta çekimleri yapılan yeni bir dizi vizyonda, izleyelim.” cümlelerinin ardından her şeyi bir kenara bırakıp bir dijital medya platformunda vizyona giren yedi bölümlük “Terzi” dizisini izlemeye koyulduk.
Çağatay Ulusoy ve Olgun Şimşek gibi tecrübeli oyuncu kadrosunu duyunca heyecanlandım…
Birinci bölümün hemen girişinde “Kars Kalesi”nin güzel görüntülerine yer veriliyordu, kalenin etekleri, köprü derken heyecanla devam ettik.
Ancak hey hat!
Sadece bir iki makyaj videosu çekilmiş, ilk sezon yedi bölümden oluşuyor fakat toplasan 10 dakikası Kars’ta…
Meğer dizinin bütün tarihi dekoru Kars’a ait olup çekimler Kırklareli ve İstanbul’da yapılmış!
Hatta bazı sitelerde “Kars Kalesi”, “Kırklareli Kalesi” diye yazılınca Karslı olarak bu yazıyı yazmam gerektiğine karar verdim.
Bir terzinin iç hesaplaşmasını anlatan dizide sürekli terzinin çocukluğuna yani Kars’a dönüldü.
Sadece bir cami avlusu görüntüsü verildi. Bu sırada “Ney” çalan dedesi kalbinin sesini dinlemesi gerektiğini öğütlüyor ve iyiliğin güzelliğinden bahsediyordu.
Bir cami avlusuydu! Bilinçli mi yapılmış bilemedim!
Belli ki mezarı Kars’ta bulunan Ebul Hasan Harakani’ye vurgu yapılıyordu. Horasan erenlerinden Hoca Ahmet Yesevi’nin tasavvuf kültürüne kadar dayanan, Selçuklu Sultanı Alparslan’ın izinde Kars’a gelen Ebul Hasan Harakani…
Şems ve Mevlana’nın “Büyük Er” olarak tanıttığı hatta eserlerinde Gazne Sultanı Mahmud’un bile “elini öptü” dedikleri büyük mutasavvuf Harakani…
Dizide semazenler semah ederken bir yandan da fonda Fuzuli’nin o güzel gazeli ve seslendiren “Şövked Elekberova”….
“Beni candan usandırdı, cefâdan yâr usanmaz mı?
Felekler yandı âhımdan, murâdım şem’i yanmaz mı?”
Hey hat! Fuzuli’nin yüzyıllar önce öz Azerbaycan Türkçesiyle kaleme aldığı muhteşem gazel, Sovyet kültüründen kalma “mistik” koronun eşliğinde, Elekberova’nın buğulu sesinden Fuzuli Kantatası… “Cefâdan yâr usanmaz mı?”
Tam da Kars’ı anlatıyor.
“Cefadan yar usanmaz mı?”
Bir duvar yazısında okumuştum: “Ev kira ama semt bizim”
Tam da böyle olmuş, dizi belki İstanbul ve Kırklareli’nde çekilmiş ama dizinin kültürü Kars’a ait. “Keşke” demeden edemedim. Kars Evliya Camii’nde bulunan Ebul Hasan Harakani’nin mezarı, Selçuklu, Osmanlı ve Baltık Mimarisi yapılar da çekilseydi.
Zira Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde aktardığına göre Selçuklu zamanında kaybolan Harakani’nin mezarı Osmanlı Padişahlarından III. Murad Dönemi’nde (1574-1595) Lala Mustafa Paşa tarafından Kars Kalesi tamir edilirken bulunmuş.
Çelebi’nin aktardığına göre bir Osmanlı askeri Kars Kalesi’nin tamirinde çalışırken rüyasında Mutasavvıf Harakani’yi görür.
Harakani, askere mezarının kalenin dibinde olduğunu söyler. Tarif ettiği yerin kazılarak naaşının çıkarılmasını ister. Lala Mustafa Paşa’nın emriyle yüz asker kazmaya başlar kısa sürede Ebul Hasan Harakani’nin yüzyıllar geçsede çürümemiş naaşına ulaşılır. Naaşın başında şöyle yazmaktadır: “Menem şehîd ü saîd Harakānî”
İşte “Terzi” dizisinin bir türlü avlusundan içeri giremediği Evliya Camii, Osmanlı Veziri Lala Mustafa Paşa tarafından, Ebul Hasan Harakani’nin mezarının yanı başına inşa ettirilmiştir.
Demek ki Mevlana’nın, Şems’in övdüğü bir tasavvuf büyüğünü ne yazık ki yeterince tanıtamadık! Anlatamadık! Bu da bizim ayıbımız!
Uzak diyarlara gitse de kalbini, gönlünü, çocukluğunu ata toprağı Kars’ta bırakanlara Fuzuli’nin Gazelindeki iki dizesiyle seslenmek isterim;
“Fuzûlî rind-i şeydâdır, hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır, bu sevdâdan usanmaz mı..”
“Fuzûlî, çılgın bir aşıktır, halka daima rezil olmuştur.
Ona bu nasıl bir sevdadır, bu sevdadan utanmaz mı diye sorun..”
Yüreğinde Kars sevdası taşıyanlara selam olsun!