Son günlerde Kars’ın gündemini meşgul eden konulardan biri de halk arasında “Aynalı Köşk” diye bilinen Rusların Kars’ı işgal ettiği süreç içersinde inşa edilmiş bir yapının satışı!
Mülkiyeti Kars Belediyesi’ne ait olan duvar işçiliği ve işlemesiyle Baltık Mimarisi bina adeta bir tarih büstünü andırıyor. Ancak daha önce borçlarından dolayı icralık olan Kars Belediyesi binayı devretmek üzere!
Şaka gibi ama gerçek, bir şehrin tarihi satılık!
Bu durumun önüne geçmek için gereken duyarlılığı göstermek zorundayız. Bizi biz yapan tarihi dokuyu kişi mülkiyetine bırakmamalıyız.
Belki de bu tür durumların önüne geçmek için Kars halkına kendi tarihini anlatmak gerekiyor. Çünkü köksüz, tarihsiz bir toplum değiliz!
Öyle ki Kars, Sultan Alparslan’ın Anadolu’ya ilk ayak bastığı şehir, Ani’ye girdiğinizde bütün medeniyetleri bir arada görürsünüz.
Selçuklu ve Osmanlı mimarisi yapılar, Baltık mimarisi ile harmanlanmış Rus yapımı tarihi binalar…
Doğu Ekspresi’nin ev sahibi bütün ihtişamıyla Kars!
Fakat gelin görün ki 1855’te Rus kuşatmasına karşı başarılı bir direniş gösteren Kars’ın Osmanlı Devleti tarafından taltif edildiği zafer madalyası “Gazi” şehrin apoletleri zarar görmekte!
Örnek mi arıyorsunuz! Viyana’ya bakın Osmanlı Devleti’nin iki kez kuşattığı fakat alamadığı şehirde kuşatmada atılan toplar ve birçok savaş aletinin halen daha muhafaza edildiğini biliyor musunuz?
Bu durum Viyana’yı küçültür mü? Aksine gururla biz Osmanlıya yenilmedik işte bu da tarihi kayıtları diyebiliyorlar.
Örnek mi arıyorsunuz? Çin Seddi’ne bakın! Türkler’e karşı Çin Seddi’ni yaptık demekten acizlik mi duyuyorlar? Hayır! Çin Seddi’nin daha yapımına devam edilen bölgeleri var! “Uzaydan görülüyor tarihimiz” diye gurur duyuyorlar!
Peki ya biz! Kars 40 yıl esaret hayatı yaşadı. Şehri Ruslardan geri aldık. Peki biz de ₺işte bu da Kars’ta Rus izlerini taşıyan tarihi doku” diyebilecek miyiz? Tarihi yapılarımız satılmaz ise diyebileceğiz! Çocuklarımızı, geleceğimizi tarihten mahrum etmeyeceğiz!
Her şey bir tarafa “Aynalı Köşk’ü satılığa çıkaran Kars Belediye Başkanlığı kimin makamı biliyor muyuz?
Teşkilat-ı Mahsusa’nın neferlerinden Cihangirzade İbrahim Bey’in makamı!
Balkanlar’dan Kafkasya’ya, İran’dan Anadolu’ya kadar mücadele etmiş, ancak gönlündeki Kars sevdası sönmemiş, Teşkilat-ı Mahsusa görevinden izin isteyerek Kars’a gelmiş biri, Cihangirzade İbrahim Aydın!
Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda olası Ermeni ve İngiliz işgaline karşı Kars’ta kurulan Cenubi Garb-i Kafkas Hükümeti’nin Reisliği görevindeyken Kars İngiliz işgaline uğramıştı. Cihangirzade İbrahim Bey’in Kars sevdası onu Malta’ya sürgün ettirmişti. Esir düşmüştü İngilizlere!
Tam da Şairin dediği gibiydi;
“Terk etmedi sevdan beni, aç kaldım, susuz kaldım, hayın, karanlıktı gece, can garip, can suskun, Can paramparça… Ve ellerim, kelepçede, tütünsüz uykusuz kaldım, terk etmedi sevdan beni…”
Milli Mücadele sürecindeki esir değişiminin ardından tekrar Kars’a geldi Cihangirzade İbrahim Bey ve Kars’ın ilk belediye başkanlarından oldu.
1924 Erzurum Depremi nedeniyle Doğu gezisine çıkan Mustafa Kemal Paşa’ya bir telgraf yazdı.
Eşi Latife Hanım ile birlikte Kars’a davet emişti Gaziyi.
Mustafa Kemal Paşa’nın Kars’ı görmesini istiyordu. Onca mücadele ve esaretin ödülünü almıştı Cihangirzade İbrahim Bey, Gazi Mustafa Kemal Paşa Kars’a gelmişti.
O meşhur beste ilk defa Mustafa Kemal Paşa için Kars’ta söylenmişti.
Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa!
Fakat heyhat!
Tarih çok acımasız!
Tarihi dokunun satıldığı yapı “Aynalı Köşk” Kars için hayatını veren Cihangirzade İbrahim Bey’in makamı Kars Belediye Başkanlığı’na aitti!
“Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin,
Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azîmetten” diyen Namık Kemal’in yaşadığı, Cemal Sürayya’nın şiirler yazdığı şehirde “tarih satılık!”
Ne acıdır ki Kars, Cengiz Aytmatov’un Gün Olur Asra Bedel adlı romanındaki “mankurtlaşma” serüvenini yaşıyor.
Bir insanın köle edilme sürecini Aytmatov şöyle anlatıyor:
“Esirin saçları kökünden kazınıyor, deve derisi esirin kazınmış kafasına geçiriliyor, böylece setleşen deve derisi gerildikçe esir ya ölüyor ya da ‘GEÇMİŞİNİ HATIRLAMAYAN BİR KÖLE OLARAK’ yaşamına devam ediyor.”
Kars’taki tarihi yapıları merak ederek tarihçi kimliği edinmiş bir akademisyen olarak şehrin mülki ve idari amirlerinin bu tarihi dokuyu koruyacaklarını umuyorum! Zira bu vebali, bu yükü hiç birimiz kaldıramayız! Çünkü başka Kars yok!
Kars’ın, Karslının tarihini kaybetmediği, (mankurtlaştırılmadığı) günlerde görüşmek ümidiyle, yüreğinde Kars sevdası taşıyanlara selam olsun…
YORUMLAR