Göçler insan yaşamında uzun bir geçmişi olan önemli antropolojik süreçlerden biri olarak nitelendirilir.
Afganistanlılar göçü, 1970’li yıllarının sonuna doğru, yaşanan iç savaşlar ve eski Sovyetler Birliği’nin işgali nedeniyle başlamış, Taliban örgütünün ülkeye gelmesiyle birlikte önce komşu ülkeler başta olmak üzere Orta Asya bölgesinde endişe verici bir artış yaşanmaktadır.
Afganistanlı göçmenler, öncelikle komşu ülkeleri tercih etmekte, daha sonra Türkiye ve Avrupa sınırına kadar devam etmektedir. Göçün ana nedeninin ülkedeki savaş ve insanı baskılar olduğu bilinmektedir.
Göç, kişinin düşüncelerine ve kişisel yaşamına ait olduğu için bir çok kategoriye ayrılmaktadır; siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel konular içermekte olup, genel olarak göç her zaman daha iyi koşullara ve yaşama ulaşmak için yapılır.
Geçici göçmenler, kalıcı göçmenler, siyasi göçmenler ve zorunlu göçler olarak bir çok kategoride ele alınır.
A: Geçici göç: Bu tür göçler sığınan o ülkenin durumuna bağlıdır. Bu durumda olan göçmenler kısa vadeli faydalardan yararlanır, bazende göç eden o ülkenin mevcut koşuluna bağlıdır, böyle göçmenler geçici olarak nitelendirilir, kalış süresi ayrıntılı olarak belirtilmekte olup, vizelerinin sona ermesinin ardından göçmenin ülkesine dönmesi yasal olarak belirtilmektedir. Ancak eğitim veya çalışma durumları bu tür göçlerin harcında kalmaktadır.
B: Kalıcı göç: Orijinal tanımıyla uzun bir göçtür. Kalıcı göçler, insanların bazı nedenlerle ülkelerini kalıcı olarak terk etmeleri durumunda gerçekleşir. Bu tür göçe kalıcı göçmen adı verilir, yerleştiği ülkede o ülkenin bazı hak ve hukukundan hemen hemen ülke vatandaşı gibi istifade hakkı vardır.
C: Siyasi göç: Bazı insanların göç sebebidir, siyasi figürler siyasi hedeflerine ulaşmak ve yeni bir düzene kadar, çeşitli nedenlerle göç ederler, bazı insanlar ise ülkesinin zorlu siyasi koşullarından uzak kalmak ve askeri savaşlar dahil bu tür göçlere sebeptir.
Yukarıda göç türlerinden bahsettiğim gibi her göçün kendine has zorlukları ve kısıtlamaları vardır. Göçmenlerin temel amacı refah ve standart bir yaşama ulaşmak, yoksulluktan, zulümden ve ülkesindeki zor koşullardan kurtulmak, yeni bir hayat seçmeleri anlamına gelmektedir. Bu insanlar yeni bir ülkede daha iyi erişim ve müreffeh bir ortam yaratmanın peşindedirler.
Göçmenler genellikle yaşam, eğitim ve çalışma koşullarını iyileştirmek amacıyla kendi ülkelerinden başka bir ülkeye taşınırlar. İnsanların çoğunluğu daha iyi koşullara ulaşmak ve maddi yoksulluk gibi olumsuz faktörlerden kaçınmak veya daha iyi refah elde etmek için yada savaş ve huzursuzluk, işsizlik vb. gibi olumsuz koşulların güvensizliğinden kaçınmak için göç etmektedir.
Göçlerin en önemli sebepleri savaş, can güvenliği, ekonomik ve eğitim koşullarıdır. Ne yazık ki Afganistanlıların %90’ı can güvenliği, özgürlük eksikliği ve ekonomik koşullardan ötürü, şehrinden veya ailesinden ayrılıyor. Bu tür göçmenleri aslında zorunlu göçmenler olarak tanımlayabiliriz.
Özgürlük ve can güvenliğinin inşası Afganistan halkını göçe sürükleyen hususlardan biri olduğunu söylesek bence doğru olabilir, ayrıca yaşam koşullarının sınırlı ve stresli olduğu, sosyal ve siyasal haklarının kaybı insanların vatanlarına olan bağlılıklarını zayıflatır ve Sonuç olarak onlara özgürlük hakkı verecek, psikolojik güvence sağlayacak yeni bir vatan arıyor mecburiyetini getirir.
Öneriler
Türkiye’nin güzel halkı, Türkiye’ye gelen Afganistanlıların çoğunlukla çalışıp kazandıklarını ve ailelerine göndermekte olduklarını gayet iyi bilirler. Bu nedenle kardeş dost Türkiye, anavatanlarından göç edip Türkiye’ye sığınan Afganistanlılara çalışma, eğitim alanlarını sağlanmasını rica eder. Hem Türkiye’nin ekonomisine hem iş olanaklarına katkı payı sağlar, Afganistan göçmenlerin çoğu genç aynı zamanda uluslararası sözleşmelere göre Türkiye göçe açık bir ülke olduğu için bunu değerlendirmesi gerekiyor. Sanayi, tarım, inşaat ve diğer hizmet sektörlerinde işgücü fazla olduğu için, bu büyük gücü kullanmak ve geçici göçmenlere çalışma ortamı yaratmak ekonomik alanları açabilir.
YORUMLAR