7 Ekim’de başlayan ve gün geçtikçe ağırlaşan İsrail-Hamas çatışması çok sayıda sivilin katledilmesi ile dramatik bir hal aldı.
Özellikle İsrail’in El Ehli Hastanesi’ne düzenlediği saldırılar insan olan herkesin vicdanını yaraladı. Ancak ABD ve Avrupa bu insanlık dramı karşısında İsrail’i desteklemeye devam ediyor.
Türkiye’de de birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi partiler bu durumu protesto ederek mazlum Filistin halkının yanında durduklarını dile getiriyor.
Ancak bu protestolarda kullanılan “Mehmetçik Gazze’ye” sloganı oldukça popüler hale geldi.
Zira “popülist” bu yaklaşımın uluslararası gerçeklikler ile çok da bağdaşmadığı aşikâr.
İsrail ve ABD’den önce her fırsatta Türkiye’nin Suriye operasyonlarını kınayan Arap Birliği Teşkilatı bile Türk askerinin Gazze’ye gitmesine karşı çıkacak pozisyondadır.
Bu ancak uluslararası barış gücü konseptine Türkiye’nin öncülük etmesi şeklinde olabilir ki böyle bir oluşumu da Türkiye’nin bölgede etkin rol üstlenmesini istemeyen ABD, İsrail ve hatta İran’ın bile kabul edeceği bir şey değil!
ABD tarafından Suriye sınırımızda büyük bir terör devleti kurulmuş, Akdeniz’de ABD savaş gemileri demirlemiş, Yunanistan Türkiye sınırına ABD savaş birlikleri konuşlandırılmışken hatta Kafkasya’da Ermenistan bile ASALA’nın devamı VOMA adlı bir terör örgütü inşa ederken söylenecek tek söz var: “Herkes önce kendi kapısının önünü temizlemeli”!
7 Ekim’den beri Gazze katliamlarına karşı doğru bir tutum sergilemeye çalışan hükümeti baskılamak isteyenlerin şu soruları kendilerine sorması gerekiyor?
Kanlı ve tuzaklarla dolu bir Dünya Savaşının ortasına kendi çocuklarımızı gönderebilir miyiz?
Hemen hergün şehit haberleri gelen Suriye’de Mehmetçik ne yapıyor haberimiz var mı?
Hepsi bir tarafa daha geçen yıl Yemen’deki Türk Şehitliği hem de sözde Müslümanlar (Husiler) tarafından saldırıya uğramadı mı?
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını idrak ettiğimiz şu günlerde tarihimizin en acı sayfalarından ders çıkarmak gerektiğini düşünüyorum.
Nitekim Kore Savaşı’nda binlerce “Mehmedin” vatanından kilometrelerce uzağa savaşmak için gönderildiğini ne kadar hatırlıyoruz?
1950 yılında Kore’ye dönemin Adnan Menderes Hükümeti tarafından asker gönderildi.
Kuzey ve Güney şeklinde ikiye bölünen Kore’de savaş tam 3 yıl sürdü. Türkiye Kore’ye 15 bine yakın asker gönderdi.
Sonuçları çok ağır oldu!
700’den fazla ŞEHİT, 2000’den fazla YARALI, 400’e yakın KAYIP ve ESİR verdik.
Türk toplumu hak etmediği bir dram yaşadı. Menderes Hükümeti’nin temel amacı neydi peki?
Mehmetçiğin kanı pahasına NATO’ya girmek!
1952 yılında Türkiye NATO’ya kabul edildi, peki şimdi neden ABD’nin yani NATO’nun desteklediği İsrail’e karşı asker göndermek istiyoruz!
Yukarıda savaşın sonucundaki durumu rakamlarla izah ettik!
Peki ya rakam gördüğümüz her Mehmedin annesi, babası, ailesinden haberimiz var mı?
Şimdi diyebilirsiniz ki efendim dernekleri vardı, maaş verilmiştir, devlet sahip çıkmıştır vs. Bir örnek verelim ki şehitlerimizin ve gazilerimiz ne acılar çektiğini hatırlamış olalım!
Kore Savaşı’na gönderilen askerlerden Karslı Hacı Altıner …
Kore’ye ayak basan ilk Türk Tugayı’nın içinde yer alıyordu.
Makineli Tüfek kullanıyordu. Mehmetçik bilmediği bir coğrafyada savaşın ortasındaydı.
Türk Birliği “müttefik” ABD birlikleri aynı taraftaydı.
Karşılarında ise Çin birlikleri vardı. Amerikan kuvvetlerinin haber vermeden geri çekilmesi üzerine Türk Birliği yok edilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
Hacı Altıner birliği kurtarma pahasına makineli tüfeğiyle karşı kuvvetleri oyalarken Türk Birliği geri çekildi. Altıner’in vücuduna onlarca mermi isabet etti.
Ancak ölmedi tedavi edildi, kurtuldu. Amerika’da “kahraman” diye tanıtıldı. ABD tarafından madalya takdim edildi. Türkiye’de meclis kayıtlarına göre ancak 1968 yani neredeyse 20 yıl sonra maaş verildi!
Altıner, 1974 Kıbrış Barış Harekâtı sırasında Türkiye’ye ambargo uygulayan ABD’ye mektup yazdı.
Verdiği mücadeleyi anlattı ve madalyasını iade etti…
Kim hatırlıyor Hacı Altıner’i?
Ankara’yı geçtik, memleketi Kars’ta bile anılmıyor, bilinmiyor. Bir anıt heykeli bile yok Kars’ta…
Hasılı kelam tarihe dönüp bir bakmalı sonra karar vermeli…!
YORUMLAR