Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Yasin Ercilsin

Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılı ve bir köylü çocuğunun Atatürk’e mektubu


Bugün 29 Ekim 1923 yılında ilan edilen Cumhuriyetimizin 100. yılını idrak etmekteyiz.

Dünyadaki siyasi konjonktür ve “çeşitli sebeplerden” ötürü 100. yıla yakışan coşkulu kutlamanın çok gerisinde kaldık. Ancak bu topraklarda yaşayan her ferdin sinesinde Cumhuriyet coşkusu ve heyecanı dünya durdukça devam edecektir.

Zira yıllar boyunca savaşın ve işgallerin gölgesinde yaşamış Türk halkı, Cumhuriyet ile huzura ermiştir. Bu toprakları “Cumhuriyet” ile tanıştıran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bu topraklarda aldığımız nefesi borçlu olduğumuz şehitlerimize rahmet, gazilerimize şükran borçluyuz.

Peki Cumhuriyet’e ve Atatürk’e neden minnet borcumuz var?

Cevabı çünkü diye başlayıp sayfalar, kitaplar dolduracak bilgiler yazabiliriz.

Fakat burada uzun uzun her şeyi yazmayacağım. Çünkü herkesin Cumhuriyet’e dair hikâyesi var ve herkes kendi hikâyesinin kahramanıdır.

Ben de burada bir köylü çocuğunun hikâyesini anlatacağım.

Bu satırları yazmadan önce kendime sordum, Cumhuriyeti nasıl anlatmalıyım?

Çoğu kez yaptığım gibi akademik satırlar arasına sıkışmış belgeler eşliğinde anlatılan tarih şeklinde mi?

Yoksa içimizde yaşattığımız belki de kimseye anlatamadığımız ya da anlatmadığımız varoluş hikayesi şeklinde mi?

Benim açımdan “Cumhuriyet” bir yaşam tarzı ve mücadele biçimiydi. Dolayısıyla hep mücadele ve ardından gelen emeğin karşılığıydı.

Kars’ın 2000 rakımlı bir köyünde doğdum. Benim ve ailemin hayatının burada başlamış olması tabii ki tesadüf değildi.

Kars’ın uğradığı Rus işgali ve ardından Ermeni çetelerinin giriştiği katliamlar ailemi bu köye sürüklemişti.

Atalarımızın Ermeni çeteler tarafından katledildiğini dinleyerek büyüdük. Sürgün ve gözyaşımızı dindiren Cumhuriyet Türkiye’si olmuştu.

Bu yüzden Atatürk ve Cumhuriyet bizim gülen yüzümüzdür…

Cumhuriyet, bir ilkokul öğrencisi için sabah erken kalkıp okulumuzun bahçesinde Andımızı okumak Bayrağın gölgesinde koşuşturmak, ayazın yaktığı ellerimizi ovuştururken hayatın soğuk ama bir o kadar da bembeyaz olduğu, mavi gökyüzü ile sonsuz karın birleştiği Allahuekber Dağları’nı izlemekti…

Cumhuriyet köyde inek, koyun kokuları arasında kâğıt, kalem ve silgi kokusuna ulaşmaktı…

Cumhuriyet, mavi önlüğün ardından kara lastik ayakkabının üstüne kravat takmaktı. At arabasından inip motorlu bir taşıtla taşımalı eğitime gitmekti. Okula gidebilmek için kara saplanan arabayı iteklemekti…

Buz kesen ayaklarımızla doyasıya futbol oynamaktı.

Cumhuriyet öğle aralarında verilen balık konservesi ve yarım ekmekti. Türkiye’nin bir ucundan gelmiş Manisalı, İstanbullu öğretmenlerden tarih, edebiyat dinlemekti.

Lise yıllarımda Cumhuriyetin aydınlık yüzünü daha da görür olmuştum. Kars Halk Kütüphanesi’nden her hafta bir roman alıp okuyordum.

Hatta hiç unutmam oradaki görevli bana bir gün alıp ne yapıyorsun bu kitapları gerçekten okuyor musun demişti.

Cumhuriyet lisede bilgisayar ile tanışmaktı.

Cumhuriyet, Kars’tan Denizli’ye 1500 km otobüs yolculuğu yapıp üniversite okumaktı…

Üniversitede Türkiye’nin her köşesinden dostlar edinmekti. Kars’ın ayazında büyümüş bir çocuk için Denizli’de 40 dereceyi bulan sıcaklar belki de bir ödüldü.

Üniversite özgürlüktü benim için, ideolojiler ile tanışmaktı, fikrini söylemekti, insanlık için insanca yaşamanın yolarını aramaktı.

En önemlisi okudukça Atatürk’ü ve Cumhuriyeti anlamaktı…

Kısacası Cumhuriyet bir köylü çocuğunu köyden alıp dünyayı anlamaya çalışan bir eğitimci yapmaktır…

Bu hikâye sadece benim değil hepimizin hikâyesi…

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir” sözü vicdanıma en çok dokunan sözüdür. Ve bende bugünden yarına bunun için mücadele edeceğim…

Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi olması için öğrenciler yetiştireceğiz.

Gelecek yüzyılda Cumhuriyetimizin muasır medeniyetlerin daha da ilerisinde olduğu günlere kavuşması dileğiyle…

Var olasın Atatürk, var olasın Cumhuriyet

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir