KARS (AA) – CÜNEYT ÇELİK – Kars'ta bulunan UNESCO Dünya Miras Listesi'ndeki Ani Ören Yeri'nde kazı çalışmalarında rastlanan ve Anadolu'daki ilk kaya mescit olduğu değerlendirilen mağara turizme kazandırılacak.
Arpaçay Nehri'nin geçtiği vadide yer alan, 884-1045 yılları arasında Bagratlılar, 1045-1064 yılları arasında Bizanslıların yönettiği Ani, 16 Ağustos 1064'te Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından fethedildi.
Yaklaşık 100 hektarlık alana sahip, tarih boyunca Bagratlı Hanedanlığı, Bizans, Büyük Selçuklu, Gürcü Krallığı, Moğollar, İlhanlılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Osmanlı Devleti'nin hüküm sürdüğü Ani Ören Yeri'nde geçmişte Hristiyan ve Müslümanlar yan yana yaşadı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kafkas Üniversitesi (KAÜ) işbirliğinde Ani'de yürütülen kazı çalışmaları, 8 farklı noktada devam ediyor.
Kazıda rastlanan ve Anadolu'daki ilk kaya mescidi olarak değerlendirilen mağaranın turizme kazandırılması için çalışma başlatıldı.
– Mağaraya merdivenlerle yol yapılıyor
Gelecek ay turizme açılması hedeflenen mağara etrafında hummalı çalışma yürüten ekipler, turistlerin rahatlıkla inip, çıkması için de merdivenlerle yol yapıyor.
Ani Ören Yeri'ndeki kazı çalışmalarını inceleyen Vali Ziya Polat ve Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu, Ani Ören Yeri Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan'dan çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Vali Ziya Polat, AA muhabirine, Ani Ören Yeri'nin Türk ve dünya tarihi açısından çok önemli bir yer olduğunu söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kafkas Üniversitesi işbirliğinde yürütülen kazı çalışmalarının devam ettiğini belirten Polat, şöyle konuştu:
"Ani ilklerin şehri, Anadolu'da fethettiğimiz ilk topraklar, Sultan Aplarslan Han'ın ilk fethettiği topraklar. İlk Türk camisinin, ilk Türk mezarlığının, çarşısının olduğu şehir. Burası ilk suda doğumun olduğu şehirden bahsediyoruz. Kazı ekibimizin değerlendirmesine göre Anadolu'daki ilk kaya mescidinin önündeyiz, burada kazı çalışması yapıyoruz. Arkadaşlarımız buradaki temizlik çalışmalarını ve yürüyüş yollarını yapıyorlar. İnşallah temmuz ayında burayı da turizm açacağımızı düşünüyoruz, burası birinci aşama."
Polat, Bostanlar Vadisi'nde bu tarz yüzlerce mağaranın olduğunu söyledi.
Ani'nin hep Orta Çağ şehri olarak bilindiğini ancak yapılan çalışmalarla İlk Çağ'larda da şehrin mezarlık olarak, konut olarak kullanıldığını bildiklerini anlatan Polat, "Şu anda da önümüzde durduğumuz yerde Türklerin Anadolu'daki ilk kaya mescidi, burayı bu sene turizme açacağız. İnşallah ilerleyen yıllarda da Bostanlar Deresi'ndeki mağaraları, konut, mezarlık olarak kullanılan kaya mağaralarını turizme açmayı düşünüyoruz. Hedefimiz temmuz ayında buranın turizme açılması. İnşallah Ani'yi ziyaret eden insanların da Orta Çağ'dan İlk Çağ'a doğru yürüyüşüne burada hep birlikte şahit olacağız." diye konuştu.
– "Anadolu'da Türkler tarafından inşa edilen ilk kaya mescit olduğunu düşünüyoruz"
KAÜ Öğretim Üyesi ve Ani Ören Yeri Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan ise Orta Çağ'ın en önemli kentlerinden olan Ani Ören Yeri'ndeki 2024 kazı ve koruma çalışmalarının haziran ayı itibarıyla başladığını anımsattı.
Bölgede 8 noktada kazı ve koruma çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Arslan, "Bu noktalarda birisi de ilk kez bu yıl çalışmasına başlamış olduğumuz Divin Kapısı Kaya Mescit olarak adlandırdığımız bölge. Anadolu'da Türkler tarafından inşa edilen ilk kaya mescidi olduğunu düşündüğümüz bu alandaki çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir." dedi.
Ani'de şehrin etrafını çevreleyen yüzlerce mağaranın olduğuna işaret eden Arslan, şunları kaydetti:
"Hemen Arpaçay'ın kenarında bulunan Divin Kapısı yakınında olması dolayısıyla Divin Kapısı Kaya Mescidi olarak adlandırdığımız bu bölge de İlk Çağ'lardan kalma, önemli bir ibadethane. Ani'nin etrafını yüzlerce mağara söz konusu, bunlar İlk Çağ'daki dönemlere ait ve konut, mezarlık olarak inşa edilmişken ilerleyen dönemlerde bunlar ihtiyaca binaen şapel, kilise ve mescit olarak işlevlendirilmişler. Arpaçay kenarında bulunan bu mağara, öncelikle şapel olarak kullanılmış, ardından kentin Müslümanlar tarafından fethedilmesiyle birlikte mescide dönüştürülmüş."