Afganistan, 2001 yılından sonra uluslararası toplumun ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ilgi odağı haline gelmişti, Amerika ve uluslararası toplumun yardımıyla demokrasi ve hukukun üstünlüğü, siyasi, ekonomik ve kültürel kalkınmaya doğru ilerleyeceğine inanılıyordu. Askeri teçhizatla donatılmış bir ordu, nispeten modern yapılar, kadın hakları ve üniversiteler gibi faktörler bu iddianın kanıtıydı.
Ancak Afganistan’da kalkınma ve modernleşme treni 2008’den itibaren aşağı yönlü bir seyir izledi. Netekim 15 Ağustos 2021’de Afganistan 20 yıl aranın ardından ikinci kez Taliban’ın eline geçti.
Çöküşün birinci nedeni Ashraf Ghani’nin siyasi zayıflığı, etnik merkezciliğin artan verimsizlikleri, görev alan bakanların büyük çapta yolsuzluğu, hükümete karşı halkın güvenin azalması, Afganistan içinde yer alan dış güçler ve komşularla ilişkinin bozulması müdahalelerin gün geçtikçe artması gibi hipotezlere dayanmaktadır.
Pakistan’ın, Afganistan’ın iç meselelerine karışması nihayetinde hükümet ile halk arasında mesafenin giderek artması, güvenlik güçlerinin uyumsuzluğu, Kabil ile Washington arasındaki güvensizlik, Taliban’ın Katar’daki siyasi ofisinin açılması, ABD ile Taliban arasındaki görüşmeler, komşuların Afganistan’daki Amerikan vekil hükümetine yönelik şüpheleri ve hükümetin halkı aldatıcı politikalarının artarak devam etmesi, Ghani’nin iktidarı sürdürme konusundaki inatçılığı ve bağlılığı, cumhuriyet sistemin sevilmeyen politikaları, hükümetin etkinleştirilmesi ve cumhuriyetçi söylemin Ashraf Ghani tarafından tekeline alınması, savaşın giderek yayılması ve halkın daha da fakirleşmesi Ghani’nin Kabil’den zamansız kaçışının yanı sıra Taliban’a karşı hükümetin çökmesine neden oldu.
Dünyadaki bazı siyaset teorisyenleri içinde bulunduğumuz yüzyılı insanlık tarihinin en yıkıcı ve aynı zamanda en üretken yüzyılı olarak adlandırılırsa da Afganistan’ın bu yüzyıldaki payı sefalet ve yıkımdan başka bir şey değildir. Afganistan halkının savaş ateşinde yandığı yarım asırdır insanları yok sayan düzenlemeler ve günümüze kadar devam eden bir savaş…
2001’den sonra ortaya çıkan dost ve düşman tanımlaması hükümet liderleri (Karzai ve Ghani) Taliban’ın rakiplerini bastırmak için bir grup araç ve sonuçta baş belası olarak kalacağını ve çözemeyeceğini düşünüyorlardı. Hamid Karzai ve Ashraf Gha’nin Taliban’a bakışı etkili oldu. Amerikalıların da bu görüşe katılmasını sağlamış oldu. Amerika ve Karzai hükümetinin 2008 yılında Taliban’ı iyi Taliban ve kötü Taliban olarak ikiye ayırması, kanlı bir oyunun yaklaştığını gösteriyordu, Afgan hükümetinin liderleri ve onların batılı ortakları bölgesel güçleri (Çin, Pakistan, İran ve Rusya) hafife alındı ve bu güçlerin bir gün cumhuriyet hükümetini Taliban tarafından devireceğini hayal bile etmediler. Afgan hükümetinin Taliban’la savaşı o kadar karmaşık hale gelmişti ki Ghan’ın yardımcısı bile bu ülkede gerçekte ne olduğunu anlayamadı. Bu nedenle sistem bir anda çökünce ülkenin liderlerinden birçoğu şaşkınlığa uğradı.
Afganistan, 1880 yılından bu yana, yani bir devlet çerçevesinde kurulduğu günden bugüne kadar demokratik, hukuka saygılı, kendi kendine yeten ve meşruti bir sisteme sahip olmamıştır. Afganistan’daki sistemlerin birbirini takip eden başarısızlıkları ve çöküşlerinin ana nedenlerinden biri, ülkenin dış güçlere ekonomik ve siyasi bağımlılığının yanı sıra kültürel ve etnik ayrıcalıktır. Afganistan madenler açısından zengin bir ülke olmasına rağmen bu avantajlar bu ülkenin yöneticileri ve liderleri tarafından hiçbir zaman fark edilmemiştir. Afganistan’ın ekonomik ve siyasi kalkınmasını düşünmenin ötesinde, siyasi yapıların millileştirilmesini hedeflemişler ve bu amaca ulaşmak için her türlü hukuk dışı yollardan kaçınmamışlardır.
Burada tek suçlu Ashraf Ghani ile karzai değildir. Bunun yanında 72 partinin siyasi liderleri de ortaktır, sadece Ashraf Ghani ile Karzai güven kaybına uğramadı yukarıda değindiğimiz konu ile alakalı Abdullah Abdullah, Mohammad Mohaqiq, Ata Mohammad Noor, Marshal Abdulrashid Dostum vs. gibi figürler halk nezdinde güven kaybına uğradılar.
Ne yazık ki dış yardımların iyi bir şekilde yönetilmemesi yolsuzluğun artması, büyük koltukların liyakatle değil para ile satın alınması hükümet yönetiminde büyük aksamaların artması, Afganistan’ın eski siyasi liderlerinin güveninin iyice kaybetmesine neden oldu. Bugünkü araştırmalar bize şunu söylüyor Afganistan halkının %70’i Taliban hükümetinden memnun değiller.
Bunun yanı sıra eski Afganistan siyasetçilerine de güvenmiyorlar. Bu yüzden günümüzdeki hukuksuzluk ve baskılar karşısına halk Talibana karşı ayaklanırsa kime sırtını yaslayacağını bilmiyor.
Konuyu özetlemek gerekirse yakın bir tarihte Afganistan’da yeni bir hükümet veya yine bir sistem geleceğini öngörmüyorum.
YORUMLAR