Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Ali Parim

Güney Kafkasya, küresel güçlerin yeni mücadele alanı olmamalı!

Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren küresel güçlerin gözü son dönemde Güney Kafkasya’ya çevrildi. Bölgenin stratejik konumu ve zengin enerji kaynakları, emperyalistlerin iştahını kabarttıkça kabartıyor. Garip bir şekilde bir taraftan bölge ülkeleri arasındaki ilişkiler giderek gelişirken diğer taraftan karanlık bir el devreye giriyor ve tansiyon yeniden yükseliyor. Barış ve refah üzerine kurulan cümlelerin yerini yeniden savaş, kan ve gözyaşı alıyor.

19 Mayıs 2024 tarihini hatırlayalım. Bilindiği üzere Azerbaycan ile İran arasındaki ilişkiler 2. Karabağ Savaşı süreci ve sonrasında epey gerilmişti. Son aylarda ise Tahran ile Bakü arasında yeniden diyalog zemini inşa edilmeye başlanmıştı. Hatta Aliyev ile Reisi, iki ülke sınırında bir araya gelmiş, dostluk mesajları vermişlerdi. Aradan sadece birkaç saat geçti ve İbrahim Reisi, Azerbaycan dönüşü helikopterinin düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu bir kaza mı yoksa sabotaj mı belli değil. Ancak sabotaj olma ihtimalini yabana atmamak gerekiyor.

30 Temmuz 2024 tarihi de bölge adına güzel gelişmelerle başladı. Türkiye ile Ermenistan’ın özel temsilcileri Serdar Kılıç ile Ruben Rubinyan, beşinci toplantılarını iki ülke sınırındaki Alican-Margara sınır kapısında yaptı. İki temsilci, Akyaka/Akhurik demir yolu sınır kapısının bölgesel gelişmeler doğrultusunda faaliyete geçirilebilmesi durumunda gerekecek teknik ihtiyaçların değerlendirilmesi ve diplomatik, resmi pasaport hamilleri için karşılıklı vize prosedürlerinin kolaylaştırılması hususlarında mutabık kaldı.

Diğer taraftan aynı gün, Reisi’nin ardından koltuğu devralan İran’ın reformist Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreni vardı. Törende Türkiye’yi Dışişleri Bakanımız Sn. Hakan Fidan temsil etti. Azerbaycan Başbakanı Ali Esedov ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan da davetliler arasındaydı. 88 ülkeden temsilcinin katıldığı törenin en özel misafirlerinden birisi ise hiç şüphesiz Filistin direnişinin sembol ismi Hamas lideri İsmail Heniyye’ydi. Bölge adına birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği törenin gecesi yine kana bulandı. Tahran’ın kuzeyinde Devrim Muhafızları tarafından korunan bir kampüste bulunan Heniyye, koruması ile birlikte gece 2 sularında suikaste uğradı. Heniyye suikastinin ardından şimdi İsrail’e nasıl bir cevap verileceğini ve savaşın bölgeye yayılma olasılığını konuşuyoruz. Oysa bugün giderek düzelen Tahran-Bakü ilişkilerinin bölgeye sunacağı katkılar üzerine analizler okumalıydık. Türkiye-Ermenistan sınır kapılarının yıllar sonra açılması yönünde atılan adımın iki ülke ve bölge adına ne gibi kazanımlar sağlayacağını tartışmalıydık.

Bugün Güney Kafkasya’da yaşananları doğru analiz edebilmek için Körfez Savaşı’na ve Arap Baharı’na dönüp bakmak gerekiyor: Savaşın galibi kim oldu? Hangi Ortadoğu ülkesi, demokrasi ve refaha kavuşabildi? Hiçbiri! Kazanan hep ABD ve emperyalist güçler oldu. Aynı senaryo şimdi Güney Kafkasya’da sahnelenmeye çalışılıyor. Buna bölge ülkeleri fırsat vermemeli. Sorunları üçüncü taraflar dahil edilmeden bölge ülkeleri kendi içerisinde çözebilmeli. Bu noktada Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sn. İlhamAliyev’in önerdiği 6’lı iş birliği platformu çok önemli.

Bölgeye barış, huzur ve refah gelecekse bunu komşu ülkeler hep birlikte inşa edecek. İkinci bir seçenek yok.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER