Yasin Ercilsin

Kars’ın yaylalarını kim yağmalıyor?

Geniş düzlükleri, verimli kaynak suları ve paha biçilemez oksijen deposu olan Kars Yaylalarındaki hayvancılığın geleceği tehlike altında.

Türkiye’nin en kaliteli hayvan yetiştiriciliğinin yapıldığı Kars Platosu son yıllarda bölgesel ve küresel sermayenin de dikkatini çekmeye başladı.

Zira Karabağ Savaşı’nın ardından Zengezur Koridorunun açılma ihtimali bölgenin hizmet, sanayi ve lojistik alt yapısını geliştirecek nitelikleki yatırımları teşvik ediyor.

Ancak bir taraftan da öteden beri doğa ile içiçe yaşayan, geçimini emeğe dayalı iş gücünden sağlayan bir takım üretim alanları tahrip edilme riski ile karşı karşıya.

Bu durumun en yakın örneklerinden biri ise Kars’ın merkeze bağlı Tekneli Köyü...

Köyün merasının içinde yer alan bölgeye geniş çaplı güneş enerji sistemlerinin kurulması planlanıyor. Önceki yıllardan beri birtakım haksız ve hukuksuz mahkeme sürecinin ardından gaspedilen ve kişi mülkiyeti olarak kayıtlara geçirilen bin dekarlık köy merası özel bir şirketin kullanımına açılacak. Ancak 2023 yılının Aralık ayında Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısında köylüler yeterince bilgilendirilmediği gibi sürecin sonunda oluşacak olası tahribatı dile getiren talepler dikkate alınmadı.

Son günlerde yerel ve ulusal mecrada sesini duyurmaya çalışan köylülerin tepkisine henüz kesin bir cevap verilmiş değil.

Neredeyse yüz haneye ulaşan Tekneli Köyü merasının içindeki bu bölgenin imar ve inşa süreci risk barındırıyor.

Endemik bitki türlerinin varlığının yok edilme tehlikesi, arazinin köylü tarafından her yıl kiralanarak otlak olarak kullanımının kısıtlanması köyün geleceğini riske atıyor.

Zira köylünün neredeyse 5 bine ulaşan, küçük ve büyükbaş hayvanının otlak ihtiyacını karşılayan meradan bin dekarın eksilmesi çok büyük sıkıntılara yol açacak.

Hayvan sayısında yaşanacak düşüş, geçim kaynağının önemli bir kısmı hayvancılıktan sağlayan köylünün göç etmesini beraberinde getirecek.

Sözün özü bunları nerden mi biliyorum? Çünkü Tekneli Köyü benim de doğup büyüdüğüm yer.

At koşturduğumuz, mantar topladığımız, hayvan otlattığımız, yağmurun da ıslanıp, güneşin de yandığımız doğanın yok ediliyor olması üzüntüden öte acı verici.

Herşey bir tarafa Ermeni zulmünü yaşamış ama köyünü terk etmemiş ailenin tarihçi bir ferdi olarak çaresizce bu satırları yazıyor olmak daha da kederlendiriyor insanı.

İnsanımızın kanını akıtma pahasına, katledilme korkusuna direnerek Ermeni çetelerinden sakındığı bu toprakları sermayeye karşı savundurulmayacak konumda bırakılması ise ayrı bir garabet.

Yine de anlatmaya, yazmaya devam edeceğiz. Ahmed Arif’in dediği gibi

Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü…

Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü…

Yüreğinde Kars sevdası taşıyanlara selam olsun…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir