Bu yaz Türk sporu açısından oldukça hareketli geçti. Haziran ve temmuz aylarında Almanya’da düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Milli Futbol Takımımızın gösterdiği başarılı ve bir o kadarda “ikonik” saha dışı performans, dünya basınında geniş yankı uyandırdı.
Ağustos ayında ise Paris’te düzenlenen OlimpiyatOyunları, milli spor branşları açısından son 40 yılın en başarısız performanslarından biri olarak tarihteki yerini alırken ülkece tek tesellimiz subayımız Yusuf Dikeç’in atıcılık sahasında kazandığı gümüş madalya ve ekipmansız atışları oldu.
Zira Yusuf Dikeç’in tüm dünyada yankılanan rahat atışları ve tarihe geçen pozu Türk ve Türkiye imajı açısından oldukça değerliydi. Neticede Yusuf Dikeç’in bu başarısı sporun cazibeli yüzünü ülkemize çevirirken, imaj ve tanıtımı da zirveye çıkardı.
Ancak bir de madalyonun diğer yüzü var. Ülke sporunun olimpiyatlar genelinde aldığı başarısız sonuçlar özellikle bazı spor branşlarında “liyakatsizlik” ve “ahbap-çavuş” ilişkisi çerçevesinde ortaya çıkan neticelerin sorgulanmasına neden oldu.
Ulusal ve uluslararası arenada bu tür “başarı” ve “başarısızlık” hikâyeleri yazıladursun, bölgesel ve yerel ölçekte de sporun albenisi, herkesin odağını bir araya toplamayı başarıyor. Bu durumun örneklerinden biri de Alagöz Holding Iğdır Futbol Kulübü…
Son üç yıl içinde sırası ile şampiyonluklar kazanarak TFF 1. Lig’e kadar yükselmeyi başaran Iğdır FK, kısa sürede Süper Lig’in kapısına dayandı. Bu başarıların elde edilmesi için üç ana olgunun birbirini tamamlaması gerekiyordu.
Birincisi spor tesisleri inşa edebilmek ve yetenekli sporcuları transfer edebilmek için güçlü bir sermayeye ihtiyaç vardı. İkincisi bütün basamakları kısa sürede tırmanabilmek ve doğru adımların zamanlamasını ayarlayabilmek için iyi bir planlama yapılmalıydı. Üçüncü adımda ise yatırım ve planlamaları organize edecek güçlü bir yönetim anlayışı gerekiyordu. Zira saydığımız bu üç olgudan biri eksik olursa başarının gelmesi tesadüflere bırakılmış olurdu. Nitekim Iğdırlı iş insanı Cantürk Alagöz Iğdır futbol ve basketbol takımlarına sponsor oldu ve kulübün idaresini eline aldı.
Kısa sürede kendi mecrasında kaliteli sayılacak sporcular Iğdır Futbol Kulübüne kazandırılırken bir taraftan da tesislerin geliştirilmesi sürecine hız verildi.
Türkiye şartlarında yukarıda zikrettiğimiz organizasyonların yanında güçlü bir desteğe ve özellikle sporcu transferlerinde güçlü bir ilişki ağına ihtiyaç vardı. Nitekim Alagöz Holding Fenerbahçe, Ankaragücü gibi kulüplere sponsorluk desteği vermekte bu çerçevede spor ilişki ağını da güçlendirmekteydi. Bu durumun en yakın örneklerinden biri de Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un Iğdır Futbol Kulübüne destek olmak için Iğdır Şehir Stadı’na kadar gelmesiydi. Bir taraftan da iş insanı Cantürk Alagöz, Iğdır Milletvekili seçilirken hatırı sayılır bir oy oranı elde etti.
Bu süreçte Karabağ Savaşı ile Zengezur Koridoru’nun açılma ihtimali de kuvvetlendi. Iğdır’ın Kafkasya ve Türkistan’a açılacak kapı konumunda olması ülkenin siyasi odağını da bölgeye çevirdi. Nahçıvan’a yapılan askeri ve siyasi ziyaretler sıklaşırken sınırın iki yakasındaki soydaşlık bağının da etkisi ile şehrin yatırım kapasitesi de genişlemeye başladı. Özellikle Kuşak Yol Projesi’nin önemli bir ayağının Zengezur Koridoru ve dolayısıyla Iğdır olduğunu gören Çin, bölgeyi adeta ablukaya aldı. Iğdır’a sıklıkla ziyaretlerde bulunan Çin heyetlerinin en yüksek derecedeki temsili ise Ocak 2024’te Çin Halk Cumhuriyeti’nin Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin’in ziyareti ile gerçekleşti.
Temmuz 2024’te Iğdır Valiliği’nin de temsil edildiği Pekin’de düzenlenen fuarda Kuşak Yol Projesi’nin parçası olarak inşa edilecek olan akıllı şehirlerin tasarımı konuşuldu. Sadece birkaç gün önce ise Çinli yatırımcılardan oluşan heyet Iğdır Valisi tarafından karşılandı. Çin’den Iğdır’a uzanan ilgi önemli boyutlara ulaşmış durumda. Öyle ki Çinli spor severler zaman zaman Alagöz Holding Iğdır Basketbol Takımını desteklemeyi bile ihmal etmiyorlar. Bu yakın ilişkiler önemli aşamaları içeriyor zira Covid sürecinde Türkiye’ye Çin’den getirilen Sinovac Aşısını temin eden Keymen İlaç Sanayi de Alagöz Holding’in iştiraki konumunda.
Bütün bu denklemin ortasında sporun cazibesinin, uluslararası ilişkilerin, siyasetin, kültürlerin ve ticaretin birleştiği noktada Iğdır’da hayat devam ederken, Alagöz Holding Iğdır Futbol Kulübü ise önemli transferleri ile TFF 1. Lig’de ilk maçına çıktı. Daha önce Süper Lig tecrübesi yaşamış hatta uluslararası liglerde yer almış transferleri ile Bolu Spor’u yenerek Süper Lig’e kadar yükselebileceğinin mesajını ilk maçtan vermiş oldu. 7 Milyon Euroya yakın kadrosu ile gücünü gösteren Alagöz Iğdır Futbol Kulübünün gelecek maçlarının şehirdeki motivasyonu yükselteceği ve büyük bir sinerji oluşturabileceği aşikar…
YORUMLAR