Ülke gündemi, gündelik politik çekişmelerle meşgul. Oysa halkımızın çok daha önemli meseleleri var. Ekonomi, dış politika, güvenlik ve terör meseleleri bir yana liyakatlı insan kaynağımızın zayıflığı en önemli sorunumuzdur.
Bunun üzerinde düşünen çok az sayıda kadrolarımız ve müeseselirimiz kaldı. Son 24 seneyi baz aldığımızda toplumu yönetmeye ve ülke sorunlarını çözmeye namzet siyasi kadrolar hoyratça tüketildi.
Bu da halkta siyaset kurmana ve siyasetçiye karşı büyük bir güvensizlik oluşturdu. Kamuoyu araştırmaları, halkımızın %50’nin üzerinde siyasete ve siyasetçiye nefret düzeyinde tepki gösterdiğini ortaya koyuyor. Son 24 yılda sürekli iktidarda olan AK Part’nin bünyesindeki çürümüşlük, ANAP ve Doğruyol partilerinin Demokrat Parti çatısı altında başarısız birleşme denemesi, HAS Parti’nin iddialarında vazgeçerek, kendisini fesihedip AK Parti ile birleşmesi, DEVA Partisi ve İYİ Parti’deki tutarsızlıklar, Saadet Partisi’nde mütemadiyen devam eden bölünmeler, Yeniden Refah Partisi’ndeki sağlıksız genişleme süreçleri bu güvensizliğin bu seviyelere gelmesinde etkili olan faktörler oldu.
Dolayısıyla bugün ülkenin en önemli ihtiyacının bir “Yeni İnşaa Hareketi” olduğunu düşünüyorum. Bunun için de tüm imkanlarımızla bu yolda ter dökmeye gayret ediyoruz.
Sefer bizden, zafer Allah’tandır!
Ne yazık ki, son yıllarda, çeşitli siyasi oluşumların başarısızlıkları ve iç çatışmalar, halkta siyasete karşı büyük bir güvensizlik yarattı. Bu durum, vatandaşın siyaset kurumuna karşı olumsuz bir tutum sergilemesine neden oldu.
Her yeni faaliyetin önünün kesildiği bir ülke ortamında, gücü elinde tutan tarafından ayıca engellenmesi, yeniden inşa için zorlukları da beraberinde getirmektedir.
Evet yeni ve sağlam temellerle “Yeniden İnşaa Hareketi” elbette çok büyük bir önem arz etmektedir.