Herkese merhaba,
Bir önceki köşe yazımdan dolayı beni mutlu eden çok güzel geri dönüşler oldu. Özellikle üniversitede öğrencilerimin her köşe başında beni görünce ‘merhaba’ selamını ısrarla vermeye çalıştıklarına şahit oldum. Bunlar ziyadesiyle insanı mutlu ediyor.
Kıymetli okurlarım, bu hafta sizlere popüler kimliğinin ötesinde video klipleriyle ön plana çıkan Mabel Matiz hakkında yapmış olduğum bazı tahlilleri aktarmak istiyorum.
Asıl adı Fatih Karaca olan sanatçının video kliplerinin genel temasında alışılmışın ötesinde genellikle pop müziğiyle tasavvufi soundun birleştirilerek Anadolu deyişinin seyirciye sunulduğunu görüyoruz. Zira sanatçıyı diğerlerinden farklı kılan bu özelliğin yanı sıra kliplerinde, görsel ve işitsel anlamda postmodern bir yaklaşımla gelenek, din ve tasavvuf yüceltiliyor.
Nitekim Mabel’in, şarkılarında modern çağda yer alan kültürel unsurları dönüştürmesi ve geçmişe atıfta bulunarak gelenekseli aktarması kendisinin de ön plana çıkmasında etkili oluyor. Bu yönüyle bir anlamda postmodern ozan imajı sergiliyor.
Uzun yıllardır Matiz’in şarkılarını dinlerken, kliplerindeki görsellerin gelişigüzel kullanılmadığını düşünmüş ve buna hep mana yüklemişimdir. Zihnimdeki fikirlerin olgunlaştığı bir dönemde bu konuyla ilgili bir makale yazmak kısmet oldu. Turkish Studies dergisinde, ‘Postmodern Ozan İmajı Sergileyen Mabel Matiz’in Toy Klibinde Tasavvuf Anlatısının Göstergebilimsel Analizi’ isimli araştırma makalesi haziran ayında okurlarıyla buluşmuş oldu.
Görsel-işitsel çağrışımların sık sık kullanıldığı klipte; Platon’un ‘mağara alegorisi’nden İsveçli yönetmen Bergman’a, semazen gösterilerinden hareketle Mevlana’dan, ilahi aşkı arayan insanın macerası olarak tanımlanan Fuzuli’nin ‘leyla ile mecnun’ mesnevisine, buradan ise ‘gel gör beni aşk neyledi’ felsefesini düstur edinen Yunus Emre’ye kadar birçok önemli şahsiyetlerin sözleri, kavramları ve anlatılarına dair göstergelerin ve kodların kullanıldığını görmekteyiz.
Gelin hep birlikte, iletişim bilimlerinde önemli yeri olan ve görüntünün dili şeklinde yorumlanabilecek göstergebilim yöntemi üzerinden Toy klipindeki bazı görüntülerin çağrışımlarına göz atalım:
Klibin ikinci sekansına baktığımızda mistik bir dans imasında bulunan 21 kişinin dikkat çeken hareketlerini görüyoruz.
Gün batımında gecenin kızıllığının olduğu bir tepede kefen benzeri tek renk kıyafet giyen insan figürlerinin kişi sayısı farklı olmakla beraber mistik filmlerde de kullanıldığı biliyoruz. Öte yandan dans eden kişiler ölür ve sonra yeniden doğar. Eskinin gidip yeninin geldiği bir dönüşüm hâkim… Hayatta bir şekilde ölümle karşılaşacağımız gerçeği görüntüler yoluyla aktarılıyor. Ayrıca ölümün her şeyi eşitleyen ve fetheden gücünün (Danse Macabre) alegorik karşılığı görsel kodlarla sunuluyor. Klibin bu sekansında bir anlamda ölümün hatırlanması gerektiğini (Memento Mori) temsil ediyor.
Çölde dağınık olarak konumlanan bireylerin mistik dans figürlerini devam ettirdikleri görülüyor.
Sonsuzluğun sembolü olan çölde kefen benzeri tek çeşit kıyafet giymiş olan kişilerin ölüp ardından tekrardan dirilme görüntüleri, insanoğlunun arafta kalışının başlangıcı olarak yorumlanabilir.
Dini inanca göre herhangi bir tarafta konumlandırılamayan durumlar için kullanılan ‘araf’ kelimesi, tasavvufi anlatıda ‘hiçlik’ mertebesine tekabül eder. Bu anlatıya göre birey, zihinsel ya da bedensel olarak kendi özüyle buluşamamakta ve hapishanesinin dışına çıkamamaktadır.
Toy klibinin bu sekansında gizemli bir kişi, çiçek açan bir tomurcuk olarak resmediliyor. Video klibindeki beşinci sekansla aynı anda ekrana gelen “Hаllаrım toy аmа sevdаdır çiçeğim, аçmаdım ki dаhа şu serden geçeyim.” şeklindeki şarkı nakaratının görüntü-ses uyumu dikkate alınarak kurgulandığı ve bu düşünceyi destekler mahiyette olduğu söylenebilir.
Mabel Matiz olduğu daha sonra anlaşılan gizemli kişinin, etrafındaki insanların kendisine yol gösterdiği ve toyluğu bırakmasına yardımcı olduğuna dair göstergeler mevcuttur. Klibin devamında hakikat yolcusu sevda çiçeğine dönüşür ve açar. Ardından Matiz’in çevresindeki herkes yok olur ve kişi tek kalır. Bu da yine tasavvufta en üst olan ‘hiçlik’ makamını çağrıştırır.
Klipte dört tarafı duvarlarla çevrili harabe bir mekânda figüranların yaptıkları hareketler de dikkat çekiyor İnsanların beden dillerine bakıldığında şaşkınlık içerisinde oldukları ve birbirlerini taklit ettikleri anlaşılıyor. Bedensel ya da zihinsel hapishanelerinin dışına çıkamayan bireylerin arafta kaldıklarına dair göstergelerin olduğu görülüyor. Zira bu davranış şekli tasavvufta en altta yer alan makama göndermede bulunarak, özleriyle buluşamayan tüm insanları tasvir ettiği kodları görüntüler yoluyla aktarıyor.
Kıymetli okurlarım, sizlerin de gördüğü gibi sadece bir video klibinde bile çok sayıda mesaj yüklü görsellerin olduğunu görmekteyiz. Günümüzde sadece popüler olmak için şarkı yazan, albüm çıkaran insanlarla kıyaslandığında Mabel Matiz’in ayrı bir yeri olduğunu söylemek ve hakkını tesis etmek gerektiğini düşünmekteyim.
Kalın sağlıcakla.
Makaleye erişmek için tıklayınız.