Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Ali Parim

Mutlu ve cömert insanların şehri: Ordubad

Iğdır’ın hemen yanı başındaki Azerbaycan’ın özerk bölgesi Nahçıvan’a daha önce pek çok kez gitme fırsatım oldu. Bu seyahatlerimde genellikle Nahçıvan şehir merkezinde vakit geçirdim. Her gittiğimde mimarisi ve temizliği karşısında yeniden büyülendim. Ancak son gidişim bu temizliğin ve mimarinin mimarlarını yani Nahçıvan halkını daha yakından tanıma fırsatı sundu bana…

Nevruz kutlamalarını yerinde görmek adına eşimle birlikte 20-21 Mart tarihleri arasında Nahçıvan’daydık. Nevruz’un en iyi Ordubad’ta kutlandığı bilgisini alınca hemen yola çıktık. Ordubad’a gitmeden önce ilk durağımız Nahçıvan şehir merkeziydi. Vardığımızda ‘Bahar Fest’ başlamıştı. Mümine Hatun türbesinin yanında geniş bir alanda sahne ve stantlar kurulmuştu. İnsanlar bir taraftan konserleri, gösterileri izliyor diğer taraftan ise alışveriş yapıp güzel havanın tadını çıkarıyorlardı.

Nahçıvan şehir merkezinde “Bahar Fest”…

Ancak bizim hedefimiz yerel halka ulaşmak, Nevruz’u köylerde, kasabalarda yaşamaktı. Bu nedenle akşamüzeri Nahçıvan’ın güneyindeki Ordubad rayonuna doğru yola koyulduk.

Misafiri olacağımız Hamide Teyzenin evine vardığımızda hava tamamen kararmıştı. Hamide Teyze, evi bulamayacağımızı düşünerek torunu Polat’ı kapının önüne dikmişti.

İlk kez burada tanıştığımız Hamide Teyze, Aşağı Eylis’teki evine girdiğimizde bizi sanki Moskova ve Bakü’de yaşayan evlatlarını karşılar gibi karşıladı. Masayı donatmış, en güzel yemeklerini hazırlamıştı bize… Uzun uzun sohbet ettik. Gece geç saat olunca yarın ki Nevruz kutlamalarını izleyecek olmanın heyecanıyla uyuyacağımız odaya çekildik.

Hamide Teyze
Hamide Teyze

Ordubad’taki temiz hava bizi epey uyutmuştu. Uyandığımızda Hamide Teyze, oğlu Elmir Abi ve torunu Polat çoktan ayaktaydılar. Hamide Teyze bizi “tembeller” diye ufak bi fırçaladıktan sonra planımızı yaparak başladık Nevruz’un izini sürmeye…

Rehberimiz Polat’tı. İlk olarak Ordubad’ın dağ eteklerindeki Nüsnüs mahallesine gittik. Amacımız han bezemeyi ve diğer Nevruz ritüellerini görmekti. Ancak Ehya Gecelerine denk geldiği için din adamlarının telkinleri nedeniyle burada Nevruz kutlaması yoktu. Bizi Venend’e yönlendirdiler.

Venend, Ordubad’ın yaklaşık 15 kilometre ötesinde şirin mi şirin bir kasaba…

Kasabaya girdiğimizde kulağımıza müzik sesleri gelmeye başladı. Müziğin geldiği yöne doğru ilerlediğimizde yol, bizi ortasında asırlık bir çınarın olduğu meydana çıkardı. Kutlamalar henüz başlamamıştı. Sanatçılar, sahneyi kuruyor ve prova alıyorlardı. Ancak yöre halkı toplanmaya başlamıştı.

Venend’te Nevruz hazırlıkları

Biz de meydanda masada oturanların yanına doğru geçtik. Kendimizi tanıttık. Türkiye’den geldiğimizi duyan herkes bize büyük bir ilgi ve sevgiyle yaklaşıyordu. Bizi evlerinde misafir etmek için ısrar ediyorlardı.

Kalabalık içerisinden birisi yanıma yaklaşarak kulağıma “Muallim, 5 dakika sonra gidelim. Sizi bekliyorlar.” dedi. Ben de bana güven veren bu sese “Tamam” yanıtını verdim. Beyefendiyi tanımıyordum ama öyle bir samimiyetle yaklaştı ki onu reddetmek imkânsızdı. Yolda birlikte yürürken tanıştık. İsmi Emin İmanov’du. Venend kasabasının berberiydi. Emin Abi’ye nereye girdiğimizi sordum. “Evime gidiyoruz. Eşim, annem ve yengem hazırlık yaptılar. Sizi bekliyorlar.” dedi.

Emin İmanov, ailesi, eşim ve ben…

Emin Abi’nin evinde de yine bizi sevgiyle donatılmış bir masa ve güler yüzlü insanlar karşıladı. Hep birlikte masaya oturduk; üç bacı dolması, şekerbıra, baklava, cevizle yapılmış çeşitli tatlılar ve daha pek çok lezzeti tattık. Nevruz’da her evde masalar böyle olurmuş Nahçıvan’da… Masanın etrafında saatlerce sohbet ettik, Türkiye’yi, Azerbaycan’ı, ortak kültürümüzü konuştuk. Numaralarımızı aldık. İrtibatı koparmama sözü verdik birbirimize…

Emin İmanov’un evlatları yumurta tokuştururken…

Emin Abi’nin evinden ayrılıp yeniden meydana geldiğimizde polis memuru Xaliq Abi ile tanıştık. Akşam için eve haber verdiğini ve bu akşam onun misafiri olacağımızı söyledi. Ancak Hamide Teyze bizi bırakmazdı. Onun misafirleriydik. Xaliq Abi’ye teşekkür ederek tekrar Hamide Teyzenin evine Aşağı Eylis’e doğru yola koyulduk.

Hamide Teyzenin abisi Zakir Amca ve kıymetli eşi ile bayramlaşmaya gittik. Zakir Amca’nın meyve ağaçlarıyla dolu bahçesi çiçek açmaya başlamıştı. Manzara insana huzur veriyordu. Bayramlaştık, oturup uzun uzun doyumsuz bir sohbete daldık.

Zakir Amca ve kıymetli eşi

Iğdır’a dönme vakti geldiğinde Ordubad’ta tanıştığımız insanlardan ayrılmak bizim için gerçekten çok zor oldu. Sanki yıllardır tanıdığımız dostlarımızı arkamızda bırakıp gidiyorduk. Bu kadar cömert ve mutlu insanın olduğu başka bir yer görmedim.

Ordubad’ta tanıştığımız, konuştuğumuz, misafiri olduğumuz tüm büyüklerimize ve dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Söz verdik; eğer bir aksilik olmazsa yayda (yazın) yeniden gideceğiz Ordubad’a… Serin suların aktığı yaylalarına çıkacağız.

Hoşça kal mutlu ve cömert insanların şehri Ordubad!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir