Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Ayhan Bilgen

Sadece karşıtlık üzerinden bir sokak ittifakı olur mu?

Türkiye siyasetinde en önemli handikaplardan birisi de aksiyoner bir mesaj üretilemiyor olmasıdır. Sadece reaksiyoner pozisyon alışlar üzerinden geliştirilecek ittifaklarla mesafe alınması mümkün değildir.

Birbirinin zıttı talep ve beklentilerle, sadece ortak hasma karşı öfke ve tepki siyasetiyle, bir sağlıklı dönüşüm inşa edilemez. Uzun süredir iktidarda olmasından kaynaklı olarak, Erdoğan karşıtlığı tek başına büyük bir motivasyon sebebi olabilir, ancak Erdoğan’a birbirinin zıttı gerekçelerle karşı çıkan grupların birlikte yol yürümesi, aynı hedefe yönelmesi ve bir sonuç elde etmesi gerçekçi değildir.

En uç milliyetçi söylemlerle, “Erdoğan’ı Kürtlere taviz vermekle” suçlayan çevreler yanında, Erdoğan’ı Kürtlere baskı yapmakla suçlayan kesimler, nasıl bir Türkiye düşünüyorlar ve nasıl bir siyaset öngörüyorlar!

Aynı şekilde Erdoğan’ın 15 Temmuz öncesindeki ilişkilerini asıl tehdit olarak tarif edenlerle, 15 Temmuz sonrasındaki KHK uygulamalarına tepki gösterenler, hangi pozisyonda birlikte hareket edebilirler?

Konu başlıklarını çoğaltmak mümkün. Oysa Türkiye toplumsal muhalefetinin ihtiyacı olan, karşıtlık kolaycılığına kaçmadan, somut önerilerle alternatif dönüşüm formülü geliştirmektir. Devlet kelimesinin batı dillerindeki karşılığı “State” yani statü iken, doğu dillerinde, “Devle”, yani sürekli dönüşüm, yenilenme, alternatif üretmedir. Ortadoğu’da, Kafkaslar’da, Balkanlar’da, dönüşümü yönetememek, büyük sancılara, kırılmalara ve kopuşlara neden olmaktadır.

Özellikle Sovyetler sonrası ortaya çıkan boşluk, çürüme ve mafyalaşmaya neden olmuş, bu da otoriter rejimleri doğurmuştur. Oysa dönüşümün asıl dinamiği, şeffaflık, temiz toplum, temiz siyaset olması gerekir. Bugün itibarıyla Türkiye’de dönüşüme öncülük etmesi beklenen ana muhalefet partisinin, tam tersi bir pozisyona düşerek, belediyelerdeki usulsüzlüğü, yolsuzluğu savunuyor konumuna mahkum olması, Türkiye için bir güvenlik sorununa dönüşecektir.

İktidar her yerde vardır, ama muhalefet ancak demokrasilerde olur. Türkiye’nin sağlıklı muhalefet kanallarının tıkanması, yarınlarımıza dair ihtiyaç duyulan dönüşüm iradesinin de kırılması anlamına gelir.

Oysa devletlerin kabiliyet ve kapasitesi, sağlıklı yapısal dönüşümü, özellikle kriz dönemlerinde yönetebilmesiyle ölçülür.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir