IĞDIR (AA) – HÜSEYİN YILDIZ – Türkiye’nin en yüksek noktası olan 5 bin 137 metre yüksekliğindeki Ağrı Dağı’nın eteklerini çevreleyen milli park, flora ve fauna açısından bölgenin en önemli zenginlikleri arasında yer alıyor.
Milli park, Ağrı Dağı’nın zirvesinden gelen kar sularıyla beslenen onlarca kilometre uzunluktaki sulak alanlarında balık türlerine ve su kuşlarına, el değmemiş doğasında ise birçok kuş, sürüngen ve önemli bir bölümü kemirgen olan memeli türüne ev sahipliği yapıyor.
Türkiye’deki memeli türlerinin yaklaşık yüzde 30’unun yaşamını sürdürdüğü milli park, 178 kuş çeşidiyle de “kuş cenneti” olarak nitelendiriliyor.
KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü Emrah Çoban, AA muhabirine, milli parkın sahip olduğu 88 bin hektarlık alanıyla yaban hayatı için elverişli konumda olduğunu söyledi.
Milli parkın farklı habitatları barındırdığını ifade eden Çoban, “Bunlardan bir tanesi Ağrı Dağı’nın son 400 metresinde bulunan buzuldur. Aşağı doğru indiğinizde ise ülkemizdeki nadir meteor çukurlarından birini görebilirsiniz ve etrafındaki sulak alanlarla da birçok hayvan türüne ev sahipliği yapıyor.” dedi.
– “21’den fazla endemik tür gözlemlenebiliyor”
Dağın eteklerinde ciddi bir yaban hayatı popülasyonu olduğuna dikkati çeken Çoban, “21’den fazla endemik tür, Ağrı Dağı’nın etrafında gözlemlenebiliyor. Bozayı, çakal, vaşak, kurt gibi birçok memeli ve onlarca kuş türü, Ağrı Dağı Milli Parkı’nı çevrelemiş. Birçok hayvan için sığınak noktası. Birkaç ay önce Iğdır’da tespit edilen leopar da Ağrı Dağı Milli Parkı’nı kullanabilecek potansiyele sahip.” diye konuştu.
Çoban; Türkiye, Ermenistan, Nahçıvan ve İran’ın kesişim noktasında bulunan milli parkın keşfedilmeye ve gezilmeye değer bir yer olduğunu vurgulayarak, “Bölgemizde bu kadar çok zenginliği bir arada barındıran nadir yerler var.” dedi.
Ağrı Dağı Milli Parkı’nın yaban hayatı açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Çoban, zaman zaman bölgede tür araştırması ve halkalama çalışması yaptıklarını sözlerine ekledi.