Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya

İbrahim Halil Çelik yazdı: Nuri Sesigüzel’in de bu semadan sesi kesildi

İbrahim Halil Çelik, 86 yaşında hayatını kaybeden Türk halk müziği sanatçısı ve oyuncu Nuri Sesigüzel’in ardından duygu dolu bir yazı kaleme aldı. Çelik’in yazısı şöyle;

İbrahim Halil Çelik, 86

Gençliğimizin kara yağız delikanlısı, geniş alnı, dolgun yanakları, kemerli bir burnu, muntazam bir ağız, üst dudağı ince ve alt dudağı etli, simsiyah bıyıkları ve iki bitişik gür kaşlarıyla o tam bir Mezopotamya güzeliydi.

Yıllar geçince o gür saçları ve o gür kaşları bembeyaz oluvermişti pamuk baba oluvermişti birden Nuri Sesigüzel. Pandemiden bu yana onunla görüşmemiştik.

Urfa toprakları sanki musiki notalarıyla karılmıştır. Toprağından müzik fışkırır. Davudi sesli sanatçıları ve Nabi gibi söz üstadları vardır Urfa’nın. Klasik Türk Musikisi ile Türk Halk Müziğinin menbaıdır Urfa.

Urfa denilince sözün ve sazın da en alası gelir aklına insanın. Hala ses köşkünden indirilmeyen imparatorları var Urfa’nın.

Onun vefat haberini televizyon haberlerinden dinledim. Çok üzüldüm. Bir ses kahramanımız daha ayrıldı aramızdan. Nuri Sesigüzel’in de sesi, bugün bizim semalarımızdan kesildi. Semaları süsleyen o güzel ses dalgası işitilmez oldu bugün. Bülbül artık güle serenat yapamaz şimdi. Gül de Gülşen de mahzun, gönüllerimiz kederlidir bugün.

Senelerin ayrılmaz ikilisi Avukat Şevket Küçük geldi birden aklıma. Aradım. Haberi doğrulattım ve başsağlığı diledim kendisine. Oğlu Mehmed’in telefonunu istedim. Üzüntümüz büyüktü.

Mehmet Sesigüzel’i ve kız kardeşini aradım. “Böyle bir babaya sahip olduğun için sevinmelisiniz!” dedim. Mehmet çok üzülmüştü “Arayan sevenlerinin çokluğundan daha acısını tam yaşayamadım” dedi hüzünle.

Sanatçılar bir milletin yüz akıdır. Sanatçıları adam olan milletler payidar kalır.

Nuri Sesigüzel, Türk Halk Müziğinde kaynak bir kişi olmuştu artık. Fani bedeni bugün bu fani dünyamızdan ayrıldı. Nuri Sesigüzel bugün ardında bıraktığı onca ölümsüz eserleriyle gönüllerimize inşirah vermeye devam edecektir.

O, Türk Halk Müziğinin altın sesi idi. O, Urfa ili, Birecik ilçesinde demlenen o ata yadigarı , içten gelen samimi ve kadife sesiyle yürekleri titreten, Anadolu’nun her yanında yankılanan nağmeleriyle gönüllerden gönüllere köprüler kuran bir Anadolu evladı idi.

O, plak plak üstüne çıkarıyor ve film setlerinin en gözde jönü olarak filmler çekiyordu. Onlarca filme imza attı. Onun konserlerine gidemeyen fakir halk, onun filmlerini seyretmek için yazlık sinemalara akın ederlerdi. Onun canlı konseri yerine filmleri insanlara ilaç gibi gelirdi.

Nuri Sesigüzel, Urfa’yı o dönem sesi ve mükemmel yorumu ile temsil ediyordu. O, bizim halk müziğimizin, mayalarımızın, hoyratlarızın ve uzun havalarımızın ses bayraktarlığını yapardı o kadife sesiyle.

Ses Medeniyetimizin Başkenti Urfa’nın nadide temsilcilerinden biridir Nuri Sesigüzel. Mukim Tahir, Kel Hamza, Tenekeci Mahmut, Bekçi Bakır ve Cemil Cankat gibi ustaların harman olduğu toprakların güzide bir evladı idi.

O , 1960 yıllarının meşhur Türk Halk Müziğinin biri birinden güzel o sesleri olan Selami Şahin, Ferdi Tayfur, Barış Manço, Neşet Ertaş, Mahsuni Şerif, Ahmet Sezgin, Adnan Şenses, Özdemir Erdoğan,Musa Eroğlu, Orhan Gencebay, Erol Büyükburç, Muhlis Akarsu, İzzet Altınmeşe, Bedia Akartürk,Belkıs Akkale, Ruhi Su, Sabahat Akkiraz gibi devler arasında bir dev idi.

Hemşehrisi Mehmet Özbek, Seyfettin Sucu İsmail Badıllı ve Müslüm Gürses’le, Kerküklü yeğenimiz Abdurahman Kızılay’la ses coğrafyamızda onun sesi yüreklerimize merhem oluyordu.

Onun tadında sesi ve o beyefendi duruşuyla güzelliklere güzellik katardı.“Sarı sabahlıkta yakışmaz mı güzele, Fırat kenarında yüzen kayıklar, Kara tren gelmez ola, Kara kaş gözlerin elmas, Nem alacak felek benim, Bir fincan kahve olsam” gibi daha nice güzel türkü ile gönülleri şenlendirirdi.

Uzun hava ve mayalarda üstüne az sanatçı bulunurdu. Sesi dağları titretir, Fırat’ta balıklar onun sesiyle raks ederdi serin sularda. Kelaynaklar zamana meydan okurdu Birecik’te onun sesiyle. Dağda ceylanlar yavrularını onun uzun havalarıyla emzirirlerdi.

Ustalardan bir usta idi Nuri Sesigüzel. Yurt dışındaki gurbetçiler ona hayran idiler. Onun yanık sesiyle gönüllerindeki vatan hasretlerini giderlerdi.

Belediye Başkanı seçilmeden önce ben, Urfa Halk Eğitim Merkezi Başkanıyken yıllarca 11 Nisan Urfa Kurtuluş Bayramlarını salonlarda ve alanlarda bizzat idare etmiştim. Urfa folklor ve kültürü ile de yakından ilgilenmiş biri olarak Urfa’ya 1984 yılında Belediye Reisi seçilince bu kez 11 Nisan Kurtuluş Bayramlarımızı kendi öz sanatçılarımızla şenlendirip halkımızın gönül paslarını gidermeye karar vermiştik .

İşte bir o bayramlardan birinde başta Nuri Sesigüzel, Mehmet Özbek , İbrahim Tatlıses ve Mahmut Tuncer gibi sanatçılarımız olmak üzere bir müzik ziyafeti çektik değerli hemşehrimize. Bu kutlamamız günlerce olay olmuştu tüm yurtta. Çok kez bu kutlamalar daha da güzelleşerek tekrarlandı durdu senelerce.

O günlerde Profesör Dr. Abdulkadir Karahan ile Nuri Sesigüzel arasındaki o tatlı şakaların tümü bugün bile hatırımdadır. Ne şakalar yapardı Nuri Sesigüzel o edebiyatın devi Abdülkadir Karahan Hocamıza. İnsanlar Karahan hocamızın hayrından kaçarken; Nuri Sesigüzel ona şer satardı. Hocamız da ona tahammül eder dururdu. Bizleri çok düşündürürdü Hocanın bu tahammülü. Hayret eder dururduk bu hale.

Av. Şevket Küçük, Müslüm Ülgen ve Mehmet Oymak’ta bunlara çok kez şahit olmuşlardır. Ne güzel günlerimiz olmuştu onlarla. Geçmiş günler olur ki hayali cihan değer.

Allah rahmet eylesin bu önden giden dostlara.

Gelecek , geçmişin aynası olsaydı ve bu güzelim olaylar da bir bir sahnelenseydi ne güzel olurdu? Ama nerede?

Ölüm bizi birimizden ayıran hicran köprüsüdür. Bu köprüden herkes geçecek bir gün. Uzun bir ömür yaşadı bu dünyada Nuri Sesigüzel. İşte onun da ecel kuşu bugün uçtu yuvadan. Ecel gelince bir saniye tehir olmaz. Ah ölüm ah! Her ölüm erkendir derler. Aynen öyle. İşte birden onun bu vefat haberi yaşattı tüm bunları bize.

İnsan hatıralarının toplamıdır. Her hatıra bir destandır. Onu yaşayanlar bilir. Hikayesi olmayana da adam mı denir?

Gerek Urfa ve gerekse Türkiye sathında Peygamberler Şehri kentimizi temsilde her dem bizim yanımızda yer almıştır Nuri Sesigüzel. Urfalı Şair Yusuf Nabi’nin mezarını yeniden tanzimi töreninde bile bizi yalnız bırakmadı.

O hala ak saçlı bir delikanlı sanırdı kendini. Demek beden ihtiyar olsa da, gönül kocamıyor bir türlü! Gönlü kocamayan insanlara selam olsun. Bir insanın gönlü kocadı mı, o mezara girmeden ölmüş demektir.

Başka kederli evlatlarına , aile dostlarına, Urfalı hemşehrilerime, tüm müzik seven kadirşinas halkımıza ve Türk Halk Müziği camiasına yüce Rabbimden sabırlar diliyorum.

Allah ona rahmet etsin. Taksiratını af ve mekanını cennet eylesin.

İnna lillah ve inna iletti raciun…