Ayhan Bilgen: İsrail’i durduracak en somut hareket petrol ve dolar ilişkisidir

Adana’da sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile bir araya gelen Türkiye’nin Sesi Partisi (SES) Genel Başkanı Ayhan Bilgen, Filistin meselesine ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.

Tüm farklılıklardan sıyrılarak Kudüs’ün ve Filistin’in savunulması gerektiğine dikkat çeken Ayhan Bilgen, “Şu an sanki 7 Ekim’den önce böyle bir sorun yoktu da yeni başladı gibi bir intiba var. Bu kadar çocuk ölümlerinin, hastanelerin ve mülteci kamplarının vurulmasının sıradanlaştığı olağanlaştığı bir süreci yaşıyoruz. Siyasetçiler başta olmak üzere hepimiz kendimizi masaya yatırmalı bir eleştiri sürecine girmeliyiz.” dedi.

Her din için kutsal kabul edilen bir bölgenin saldırı altında tutulması ve bombalanmasının sadece İslam alemi açısından değil, insan olan kimse açısından kabul edilemeyeceğini dile getiren Bilgen, “Dinin araçsallaştırılarak savaşın bir bahanesi olarak kullanılması kabul edilmemelidir. Bu savaş Ukrayna’da olduğunda, tabiri caizse sarışın mavi gözlü çocuklara zarar geldiğinde dünyada farklı yorumlanırken, aynı savaş Ortadoğu’da olunca farklı yorumlanıyor.” ifadelerine yer verdi.

“Bu coğrafyada nasıl birlikte yaşanabilir, nasıl Kudüs ve Filistin insani koşullara yeniden kavuşabilir bunu tartışmalıyız.” diyen Bilgen ardından şunları kaydetti;

“9 yıldır Yemen’de iç savaş var, 400.000 üzerinde ölen insan var. Ukrayna’daki ölen toplam insan sayısı ki çoğu asker bunların, Yemen’de ölen toplam çocuk sayısından daha az. Yemen Savaşı’nın tarafları kim diye bakarsanız iki taraf da Müslüman. Yemen’deki iç savaşın sorumlusu kim diye bakarsanız silah tüccarlarını görürsünüz. Bu coğrafyanın gerçekliğini okurken sadece Siyonistler ve biz ya da batı ve biz diye okuyamayız. Bizim bu coğrafyadaki 1400 yıllık mezhep çatışmalarımız, iktidar kavgalarımız bitmeden hiçbir sorunu çözemeyiz. Her canlının hayatının değerli olduğunu düşünen bir dine mensup olduğunuzu söyleyeceksiniz ama İslâm’ı kendisi gibi yorumlamayanlari katletmeyi mübah gören bir anlayış olduğu sürece bu coğrafyada acı ve zulüm kaçınılmazdır.

“Zamanı gelince bu diriliş Kudüs’te hayat bulacak”

Bizim çözümü konuşmamız tartışmamız gerekiyor. Filistin’de bir dirilişe ihtiyaç var. Şimdi Gazze’de dirilmeye ihtiyacımız var ancak zamanı gelince bu diriliş Kudüs’te hayat bulacak.

Bu coğrafyanın silkelenmeye, kendine gelmeye, yeni bir diriliş hamlesine ihtiyacı var. Bizim diriliş mücadelesiyle kendimize gelmeye, kendi geçmişimizle yüzleşmeye, kendi inancımızla yüzleşmeye ihtiyacımız var.

“Körfez ülkelerinin insiyatif alması gerekmektedir”

Bizim İsrail’e tepkimiz çok değerli. Boykotlar, eylemler, tepkiler… Bu değersiz, anlamsız diyeceğimiz hiçbir şey yok hepsi çok değerli fakat elimizde başka kozlarımız var ve biz bunları kullanmıyoruz. Bu sorunun sebebi olan İsrail ve İsrail’i şımartan ülkelere tabii ki tepki göstermeliyiz ancak bu sorunun çözümü için yeterlidir değil. Nerdeyse bu suçun ortağı Amerika kadar körfezdeki bir takım ülkeler. Sadece bunlar ellerindeki imkanları kullansalar, en basitinden ellerindeki petrolün kullanımı konusunda insiyatif alsalar ve dünyaya bu sorun devam ettiği sürece kısıtlama yapacağız deseler tüm dünya durup düşünecek. Körfez sermayesinin dünyayı kilitlemesindense, İsrail’e müdahale edip bu sorunu çözmek isteyecektir. Dünya ölümüne İsrail’i savunmak istemeyecektir. İsrail’i durduracak en somut hareket petrol ve dolar ilişkisidir. Körfez ülkelerinin insiyatif alması gerekmektedir.

Bu süreci doğru yönetebilirsek sadece Filistin değil bütün Ortadoğu kazanacak.”