Kars, yeni bir seçimin arifesinde…
Siyasi partiler her seçim döneminde olduğu gibi bu dönemde de kendi mahallesinden öteye gitmeyen bir siyasi anlayışı benimsiyor!
Kapalı kapılar ardında “biz Azeriler”, “biz Kürtler”, “biz Terekemeler”, “biz Yerliler”, “biz şunlar”, “biz bunlar” diye konuşmalara başlanıyor.
Yine mi aynı tuzağa düşüyoruz diye sormadan edemiyorum. Kars yakın dönemde hiçbir sorununu çözemedi. 1960 Darbesi yapıldığında “muhalif subayları Kars Kalesi’ne hapsedelim” dediler.
Kars’ı sürgün yeri olarak gördüler.
1980 Darbesi’nin ardından gelen ilk kış aylarında şehir donma tehlikesi geçirdi. Kömür ve odun kalmamıştı. Kars’a gelen idareciler hep kiracı mantığı ile yaşadı. Ne de olsa belirli süreyi dolduran memleketine gidecekti. Nüfusun çoğuda hizmet ve iş sorununu çözmeyince çözümü göç etmekte buldu.
Ancak yeni bir karar arifesinde, Kars halkı bahtındaki karayı silebilir!
“Kutuplaşmaya hayır” diyebilir.
Beni kimliğim için değil insan olduğum için sev, saygı göster diyebilir.
Beni ayrıştırma diyebilir.
Bunun için herkes artık elini taşın altına koymalı, sandığa gitmeli.
Ama önce şunu sormalı kendine;
Kars uykusuz, uzakta neden hep yanlız ve sahipsiz?
Hani nerde o meşhur aşıklar diyarı?
Meşhur hürriyet şairi Namık Kemal’in evi ne hâlde?
Kars’ın değerlerinden Çobanoğlu’nu hatırlayan var mı?
Tarihi yapılar ne halde bilenimiz var mı?
24 saat su akıyor mu?
Mahalle yollarımız ne durumda?
Bunları sormalı, sorabilmeli!
Biz ve onlar diye şehri ikiye ayıranlar ne vaat ediyor?
Bunları yazmayabilirim, kimseye hatırlatmak da benim görevim değil.
Ancak sevenleri için Kars çok başka…
Kars, terk edenlerin bile geriye dönüp baktığı sevdası…
Kars, bizim için yeşil peynir kokusu, ayazdan büzüşmüş ayaklarımızın soba kenarında buğlanması…
Kars, bizim için beslenme çantanızdaki yemeye doyamadığımız tandır ekmeğinin kırıntıları…
Kars, bizim için yaz güneşinde tarlada içtiğimiz buz gibi ayran…
Kars, bizim için eksi 20 derecede girdiğimiz her dükkanda elimize tutuşturulan sıcak çay…
Kars, bizim için sevdanın adı…
Kars, bizim için mutlu olamayacağımızı bile bile sevmeye devam ettiğimiz sevgili…
Ve Kars, vazgeçemediğimiz hayal kırıklığımızın başkenti!
Bunları yazarken Vizontele Filmi’nde Karslı Tarık Akan’ın Kütüphane Müdürünü oynadığı sahne geldi aklıma…
Tarık Akan, “Ben yeni kütüphane müdürünüzüm” dediğinde büyük bir sevinç yaşanır ve sonra sahne şöyle biter;
“Keşke bir de kütüphanemiz olsa..”
Kars’ın ve Karslının hak ettiği şekilde yaşaması dileğiyle, iyi seçimler…
Yüreğinde Kars sevdası taşıyanlara selam olsun!
YORUMLAR