Kur’an: Zinde iman

Kur’an-ı Kerim tam anlamıyla bir rehber kitabıdır. Kişinin insan kalabilme, insanı iman ile ilişkilendirebilme düsturunun gerçeğidir. Ne olmak istersenizin değil, olmamız gerekenin izahatıdır. O sebepten sual evvela imana gelir.

İnsanoğlu için her dönem ayrı bir meşguliyet barındırır. İmandan sonra asl olan imanı zinde tutmaktır. Bundan ötürü her dönemin ayrı meşguliyeti olsa dahi, her döneminin bir de her daim aynı meşguliyetidir iman. Önem arz eder, istikrar arz eder, bir netice emreder! Bu arz ve emir oklarının çıktığı yay da imandır, vardığı hedef de imandır!

Kur’an, insan için imanın rehberidir. İmandan sonra ise imanı zinde tutmanın yoludur, rehberidir. Kur’an-ı Kerim, yüzlerce ayetinde insana Allah’ı her daim anmayı, Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’i sevmeyi, doğru olmayı ve doğru kalmayı; çalışmayı, bir işten sonra başka işe koyulmayı; namaz gibi mühim ibadetleri eda etmeyi, insana sevgiyle ve saygıyla yaklaşmayı, hoşgörüyü ve toplumsal harekete faydalı olmayı emreder.

Söz konusu bu emirler, kişinin Hazreti Allah’a karşı içine girdiği imanı zinde tutmak, diri tutmak içindir. Bu bakımdan Kur’an’ın emirleri, sadece belli bedensel ve fiziksel ibadetleri yerine getirmek için değil; aynı zamanda gerek psikolojik anlamda ve gerekse de duygusal anlamda doğru adımların rehberliğini bizlere sunmaktadır.

Bu da bizi Kur’anı okumaya ve anlamaya; sık sık mealini açıp okumaya ve verilen mesajları anlamaya iter. Anlayalım ki anlayalım ve anlayalım ki yaşayalım. “Unutmayalım ki, anlamanın en yetkin hali anlatmaktır.”