Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
Sosyal Medya
Kutfettin Fırat Şan

Ben batanları sevmem

“Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü. “Rabbim budur” dedi. Yıldız batınca da “Batanları sevmem” dedi.” (En’am, 76)

Hz. İbrahim, tevhidin güzel sesi, tevhidin gür sesi, tevhidin temeli… Aklı ile Allah’ı bulmaya çalışan o kocaman yürek! Allah’ı arayarak bulan o muhteşem peygamber. Kaybolanları, yok olanları, batanları sevmeyen, onları reddeden ve onları reddettikçe Allah’ı bulmaya doğru giden yolun nadide yolcusu.

İnkar ile başlar iman. Allah olmayan, Allah’ın olmayan, Allah’a yar olmayan her şeyi inkar ile başlar iman. Önce tenzihle başlar; inandığın Rabbini, her türlü kötülükten, fenalıktan, düzensizlikten tenzih ederek başlar iman. Allah’tan başka tapılan her şeyi yıkmakla, onları bitirmekle, onları değersizleştirmekle başlar iman. İman, Allah’tan gayrısına “la” demekle başlar. İman, Allah’ın aynısının olmayacağına inanmakla başlar! İman, “la” dedikten sonra “illa” ile başlar. “La İlahe İllallah!”

Hz. İbrahim de böyle başladı Allah’ı aramaya. Yok olan, kaybolan, batan her şeyi aklından kaldırdı. Atalarının inandığı, Rab kabul ettiği putları güçsüz buldu, zayıf buldu, bir balta ile kırılacak buldu ve reddetti. Onları önce aklıyla sonra da gücüyle yok etti. Sonra Allah’ı buldu, Allah’a dost oldu. Halilullah dedi Kur’an, Allah onu dost edindi dedi Kur’an! Neden mi? Çünkü “la” dedi ve tüm noksanlıkları ortadan kaldırdı ve sonra “illa” dedi ve noksan olmayan, her şeye gücü yeten, her şeyi gören, bilen ve işiten rahmet sahibi Allah Tealaya iman etti.

Kur’an-ı Kerim’de kıssalar bizlere yol, rehberdir. Allah Teala, peygamberlerin hayatlarını bizlere aktarırken, bizlerin de onlar gibi bir hayat yaşamamızı, onların gittiği yoldan gitmemizi istemiştir. Hz. İbrahim’in yola çıkarken başlattığı “la” davasını bizlerin de sürmesi hayatın her aşamasında gerekli ilk ilaçtır.

Modernitenin gölgesinde akıp giden dünya, globalleşen zaman ve mekan, bizleri var olma gayemizden zaman zaman ayırıp başka gayelere sürüklemektedir. Ortaya yeni yeni çıkan ideologyalar, inançlar, kültür edebiyatı adı altında ayağımızı kaydıran dernekler, yapılar, inşalar, akıllar, bizi biz yapan gerçeklerden, hakikatlerden ayırıp, adını sanını bilmediğimiz, yarın belki hiç hatırlanmayacak fani oluşumların peşinden sürüklemektedirler. İşte tam da bunların karşısında biz de bir Hz. İbrahim edası ile “Ben Batanları Sevmem” deyip gerçek olana, hiç gitmeyecek olana sarılacağız; yani Allah Azze ve Celleye!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER